Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Peygamber Sevdalıları Vakfı: Milli çıkarlar siyonist soykırıma ortak olmaya gerekçe olamaz

İşgal rejiminin Filistin’e yönelik saldırılarını telin, Gazzeli mücahitlerin kutlu mücadelesine destek vermek amacıyla Peygamber Sevdalıları Vakfı bu hafta da meydanlardaydı.

İşgal rejiminin Filistin'e yönelik

Bugün itibariyle Aksa Tufanı operasyonu 77’nci güne girdi. İki buçuk ayı aşkın süredir işgal rejiminin Filistin’e yönelik yaptığı barbarca saldırılara karşı tüm dünyada olduğu gibi Diyarbakır Müslümanları da sessiz kalmadı.

Cuma namazı sonrası Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Hazreti Hamza Camii önünde basın açıklaması düzenleyen Peygamber Sevdalıları Vakfı, ülkelerin milli çıkarlarını gözeterek soykırıma ortak olduğuna vurgu yaptı.

Düzenlenen basın açıklamasını Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir okudu.

Gazze’de yaşanan soykırımın 77’nci gününde olunduğunu, işgal rejiminin bir bütün olarak Batı dünyasını da arkasına alarak Amerika’sıyla, İngiltere’siyle, Fransa’sıyla, Almanya’sıyla saldırıya geçtiğini söyleyen Tekdemir, “Bu 77 gün içerisinde; bin 667 katliam işlendi. 8 binden fazlası çocuk ve 6 bin 200’ü kadın olmak üzere 20 bini aşkın kardeşimiz şehit edildi. Diğer taraftan yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 7 bin kardeşimiz de kayıp durumda. Kayıp olanların da şehit olduğu değerlendiriliyor. Allah kardeşlerimize rahmet eylesin ve şehadetlerini kabul etsin.” dedi.

“Tüm cürümlere rağmen onları destekleyen batı tavrını değiştirmedi, suçları meşrulaştırmaya çalıştı”

İşgal rejiminin sivillerle birlikte insani görevlerini yapmaya çalışanları da hedef aldığını sözlerine ekleyen Tekdemir, “7 Ekim’den bu yana 200’den fazla doktor, 97 gazeteci, 35 sivil savunma görevlisi ve yine yüzlerce sağlık çalışanı şehit edildi. Yine on binlerce kardeşimiz yaralandı. Yıkılan binalardan ve tahrip edilen altyapıdan, temiz su ve gıdaya erişememekten dolayı salgın hastalıklar baş göstermeye başladı. Yüz binlerce kardeşimiz de hasta durumdadır.” ifadelerini kullandı.

Tekdemir, “Dünyanın gözleri önünde savaş suçu işleyen terör şebekesi, 53 hastane, 102 ambulans, 312 cami, 3 kilise, 282 okul ve üniversite ile 306 bin konutu kısmen veya tamamen tahrip etti. Altyapı tahrip edildi, un fabrikaları, ekmek fırınları, su depoları, yardım taşıyan kamyonlar bombalandı. Bütün bu cürümlere rağmen onları destekleyen batı dünyası tavrını değiştirmedi, desteğini çekmedi ve ‘israilin kendisini savunma hakkı vardır’ söylemiyle bu suçları meşrulaştırmaya çalıştı.” diye belirtti.

Siyonist terör örgütü israil ve destekçisi batılı ülkelerin Gazze’de yaptıklarının bir savunma değil; vahşet, katliam ve soykırım olduğunun altını çizen Tekdemir, dünyada ve uluslararası metinlerde savaş suçu ve insanlığa karşı suç olarak tarif edilen fiillerin tamamının bu katiller sürüsü tarafından işlendiğini söyledi.

“İslam Alemi olarak ya özümüze dönüp yeni bir sistem inşa edeceğiz ya da zillete mahkûm olacağız”

Dünyadaki mevcut küresel sistem iflas ettiğini kaydeden Tekdemir, “Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin dünyaya barış, adalet ve huzur getiremeyeceği hakikati, Aksa Tufanı ile bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Yeni bir düzen, yeni bir sistem kurmak için yolun başındayız. 2 milyarlık İslam Alemi olarak ya özümüze dönüp yeni bir sistem, adil bir düzen inşa edeceğiz ya da başka bir işgalciden, müstekbirden, zalimden medet umarak zillete mahkûm olacağız.” şeklinde konuştu.

“Müstekbirlerle mücadele etmenin şartlarını oluşturmak için bedenimizi ve zihnimizi yormalıyız” diyerek konuşmasını sürdüren Tekdemir, şunları söyledi:

“Bütün imkanlarımızı beşerî, maddi, manevi, teknolojik, askeri bütün imkanlarımızı seferber etmeliyiz. Mutlaka el birliği ve güç birliği yapmalıyız. Siyonizm bölge barışının önündeki en büyük engeldir ve dünya barışına en büyük tehdittir. Bu tehlikenin bertaraf edilmesi için tüm gücümüz ve imkanlarımız ile mücadele etmeliyiz. Aksa’dan bir tufan kopmuştur. Bu tufan, Aksa’nın hürriyetini yanında getirecektir. Mescid-i Aksa sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların ilk kıblesidir, kutsalıdır ve Allah’ın bize emanetidir. Kudüs’ten, etrafı bereketli kılınan Mescid-i Aksa’dan övgüyle bahseden Kur’an-ı Kerim bizim kitabımızdır. Hürriyetine kavuşması için gereken bedel neyse İslam Ümmeti, kendi arasında pay etmeli ve herkes payına düşen bedele katkı sunmalıdır.”

Tekdemir, “Bizler Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak sonuna kadar Mescid-i Aksa’ya ve Kudüs’e sahip çıkacağız, sonuna kadar zalimlere karşı mücadele edeceğiz. Müstekbirlerle mücadele edenlere de her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Ayağa kalktık, kıyamdayız, zulme razı olmayacağız. İşgal ve soykırım son bulana kadar, Kudüs özgür olana kadar susmayacağız.” dedi.

“Rim’in doğum gününü ‘Dünya Şehit Çocuklar Günü’ olarak kabul ediyoruz”

Tüm İslam ülkelerine siyonist işgale ve vahşete karşı caydırıcı adımlar atılması için çağrılarını yenilediğini ifade eden Tekdemir, “Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleri, kendilerine ve insanlığa karşı tehdit unsuru olan siyonist işgalci israil ile diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkilerini kesmelidir. Yemen’in ve Malezya’nın siyonist işgalcilere karşı gösterdiği izzetli duruşu tüm İslam ülkeleri göstermelidir ve hiçbir İslam ülkesi ABD’nin Kızıldeniz koalisyonunda yer almamalıdır. Milli çıkarlar siyonist soykırıma ortak olmaya gerekçe olamaz.” ifadelerini kullandı.

Tekdemir, “Bakü-Ceyhan ve Kerkük-Yumurtalık boru hatlarından siyonist işgalci çeteye giden petrol kesilmelidir. Gaz ve petrol sevkiyatları durdurulmalı, hava ve deniz limanları siyonist işgalci israile kapatmalıdır. İncirlik ve Kürecik üslerinden siyonist işgale sağlanan destek sonlandırılmalıdır. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin vatandaşı olup işgal altındaki Filistin’e giden ve oradaki katliam ve vahşete katılan siyonistler tespit edilmeli, haklarında hukuki süreç başlatılmalı, vatandaşlıktan çıkarılıp, mal varlıklarına el konulmalıdır.” şeklinde konuştu.

Gazzeli şehit çocuklar için bir sembol haline gelen küçük Rim’in doğum günü için ilan edilen “Dünya Şehit Çocuklar Günü” kararını desteklediklerini ifade eden Tekdemir, “23 Aralık Gazzeli Küçük Şehide Rim’in doğum yıldönümüdür. Gazzeli şehit çocuklar için bir sembol haline gelen küçük Rim’in doğum günü ‘Dünya Şehit Çocuklar Günü’ olarak ilan edilmişti. Biz de Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak bu çağrıya destek verdiğimizi bildiriyoruz ve 23 Aralık Gününü ‘Dünya Şehit Çocuklar Günü’ olarak kabul ediyoruz. Her yıl 23 Aralık’ta, Gazzeli Küçük Şehide Rim’in doğum gününde siyonist katilleri lanetleyeceğiz ve küçük şehitlerimizi anacağız.” diye belirtti. (İLKHA)