İttihadul Ulema Genel Merkezi Binası’nda yapılan açıklamayı Pirinçlik Medresesi Müderrisi Mehmet Emin Yıldız okudu. Yıldız, siyonist işgal rejiminin Gazze’de yaptığı soykırım ve vahşet karşısında yapılacak şer’î vazifelerinin olduğuna dikkat çekti.
“İşgal çetesi siyonist israil, insanlık tarihinde eşine az rastlanır bir zulüm ve katliam sergiliyor.” diyen Yıldız, “Hiçbir ahlaki değere sahip olmayan bu azgın çete kadın-erkek çoluk-çocuk demeden körpecik bedenlere ölüm yağdırıyor. Emperyalist ABD ve İngiltere başta olmak üzere iki yüzlü batı ise, bu katliamlara seyirci kalmak bir tarafa dursun kardeşlerimizin her gün can vermelerine destek veriyor ve Gazze’yi binlerce kardeşimize mezar ediyor. Müslüman (ülke) liderlerinin suskunluğu ise bu canileri her geçen gün daha bir azgınlaştırıyor.” dedi.
Siyonist işgal rejiminin sistematik olarak bir asırdır Müslümanları kıyımdan geçirdiğine dikkat çeken Yıldız, şu ifadeleri kullandı:
“İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa ve Kudüs’ümüz esaret altındayken, içecek bir yudum su ve yiyecek bir lokma ekmek bulamayan minik yavrularımız her gün ölümle burun buruna hayata tutunmaya çalışıyorken bizim bu vahşete ilgisiz ve duyarsız olmamız mümkün değildir. Sistematik bir şekilde bir asırdır kana doymayan terör çeteleri son dört aydır adeta Müslümanların gözleri önünde insanlığı kıyımdan geçiriyor. Bu bir katliamdır, bu tarihin en vicdansız ve hunharca vahşetidir, bu bir soykırımdır! Bütün bu yaşananlar karşısında söylem ve eylem noktasında yapılacak şer’î vazifelerimiz vardır.”
Yıldız açıklamalarının devamında Diyarbekir Müderrisleri olarak İslam ümmetine şu çağrıları yaptı:
“1- İlim ehli seyda ve müderrisler olarak Gazze’yi gündemimizden düşürmemeliyiz. Bulunduğumuz her ortamda birinci gündem maddemiz Kudüs olmalı, Mescid-i Aksa olmalı, Gazze’deki mazlum kardeşlerimiz olmalı. İlmi kişilikler toplumu bilinçlendirmek için sorumluluk almalıdır. “Mü’minler birbirlerini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.” (Müslim, Birr 66).
2- Boykot Müslüman birey olarak yapabileceğimiz en önemli faaliyetlerdendir. Siyonist israil ve onlara destek veren her türlü kurum ve şirketlerin mallarını almak zalime destek olmak ve Müslümanlara ihanet olacağından bu kesinlikle caiz değildir. Ticaret yapan Müslümanlar yaptıkları ticarette bu hususa azami dikkat etmeli ve Müslüman kardeşlerinin kanına ortak olmamalıdır. Olduğumuz ortamlarda buna tepki gösterip boykot mallarının alımı ve satımına asla müsaade etmemeliyiz.
3- Küffara ve zalime karşı Mü’min kardeşlerimizin yanında olmak ve işgale uğramış İslam beldesindeki Mücahidlerle omuz omuza cihad etmek her bir Müslüman fert üzerine farz-ı ayndır. Ancak şartlar gereği buna güç yetirilemiyorsa en azından cihad saflarından gelen talepleri yerine getirmek için var gücümüzle çaba sarfetmemiz bir vecibedir. Üçüncü harem-i şerifimizi muhafaza etme, Müslümanların onurunu ve izzetini korumak için canlarını feda eden mücahidler için elimizden geleni yapmak dini bir farizadır.
4- Dinimizde bedenle cihad olduğu gibi mal ile cihad da vardır. Eğer bedenimizle bu cihadda bulunamıyorsak malımızla cihada desteklerimizi sağlamalıyız. Küfür tek millet olmuş tank ve uçaklarıyla bir avuç mücahide aralıksız saldırmaktadır. Biz de oradaki kardeşlerimize malımızla destek olup küffara karşı savunma ve saldırı yapabilmeleri için mali destekte bulunmalıyız.
5- Cihada bil fiil yaptığımız mali destek dışında oradaki mazlum halka insani yardım gönderen yardım kuruluşlarına her türlü destekte bulunmalı ve bu çalışmaların her tarafa yayılması için gerek sosyal mecrada gerekse kendi ortamlarımızda gündeme getirmeliyiz. Fırsat buldukça gönüllü olarak çalışmalarına destekte bulunmalıyız.
6- İslam ülkelerinin liderlerine de ayrıca çağrıda bulunmak istiyoruz. Başta Türkiye olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde binler, yüzbinler bazen milyonlar bir araya gelerek bu katliama seslerini yükselttiler. Halk olarak her fırsatta basın açıklamalarıyla, yürüyüşlerle, mitinglerle bu katliama karşı tavrımızı açık bir şekilde ortaya koyduk. Artık kınama, lanetlemeden ziyade somut adımlar bekliyoruz. Ancak güçten anlayan bu zalim fırkaya karşı fiili icraatlerinizi görmek istiyoruz.
7- Türkiye yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkedir. Türkiye halkı zalimlere karşı her zaman dik durmuş ve buna geçit vermeyerek bedel ödemiştir. Hükümetten talebimiz İsrail terör şebekesiyle her türlü siyasi, ticari ve askeri ilişkileri bir an önce kesmesidir. İncirlik ve Kürecik gibi zalimleri korumaktan başka bir amacı olmayan tüm üsler ivedilikle kapatılmalıdır.
8- Bütün Müslümanların Ramazan ayını fırsat bilerek, bu mübarek ayda Filistin ve Gazze’ye dua etmeleri, özellikle kunut dualarımıza mazlum kardeşlerimizi de eklemeyi unutmamalıyız.” (İLKHA)