Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyarbakır İslami STK’lar: Filistin davası “insan” olanların davasıdır artık

Diyarbakır’da bir araya gelen İslami STK’lar, Küresel eylem günü münasebetiyle “Diyarbakır Gazze İçin Yürüyor” etkinliği düzenledi.

Diyarbakır'da bir araya gelen

Diyarbakır İslami STK’lar’ın “Gazze’de Soykırımı Durdurun” sloganıyla düzenledikleri “Diyarbakır Gazze İçin Yürüyor” etkinliği kapsamında merkez Kayapınar ilçesi Evlendirme Daire Başkanlığı önünde bir araya gelen Diyarbakırlılar, basın açıklamasının yapılacağı 15 Temmuz Şehitler Parkı alanına doğru yürüyüşe geçti.

15 Temmuz Şehitleri Parkı alanında Dr. Ahmet Kamacı’nı selamlama konuşmasının ardından hazırlanan basın açıklamasını Davet ve Kardeşlik Vakfı Başkanı Doç. Dr. Fikret Özçelik okudu.

İşgal rejiminin sistematik işgal politikasını 7 Ekim’den bu yana şiddetini arttırarak sürdürdüğünü, Gazze’nin kuzeyinde 400 bin civarında Gazzelinin topraklarını terk etmeyi reddedip işgalci terörist israilin bombardımanı altında açlık, susuzluk ve soğukla mücadele ettiğini belirten Özçelik, Han Yunus bölgesinde işgalci teröristlerin özellikle hastane çevrelerinde keskin nişancılarla sivilleri öldürdüğünü ve Gazze’nin güneyine sıkışmış 1,5 milyon insanın hayatta kalma mücadelesi verdiğini söyledi.

“Bu fitne Gazze’nin yanında duruş sergilemeyen herkese er ya da geç ulaşacaktır”

Bütün bu saldırılar yetmiyormuş gibi Gazze’ye insani yardımın girilmesine izin verilmediğini sözlerine ekleyen Özçelik, “Filistin’in her gün binlerce tır yardıma ihtiyacı varken günde 3-5 tırın girmesine izin veriliyor. Mısır, Gazze sınırına beton barikatlar kurup jiletli teller ile sınırı güçlendiriyor. İşbirlikçi devlet ve şirketlerin soykırıma olan aleni desteği artarak sürüyor. Bir avuç mazlumun karşısında bütün dünya zalimleri tek safta saldırmaya devam ediyor.” dedi.

Filistin ve Gazze halkını yalnız bırakmamanın insani, vicdani ve imani bir sorumluluk olduğunun altını çizen Özçelik, “Şunu da belirtmek isteriz ki mazlumları terk etmenin, dünya ve ahiretteki sonuçları çok ağır olacaktır. İşgalcileri püskürtmek, haksızlıkların ve soykırımın karşısında durmak gayesiyle ümmetin bir araya gelmesi şer’î bir sorumluluktur ve bundan vazgeçilmesi, bu sorumluluğu yerine getirmeyen herkes için çok ciddi sonuçlar doğuracaktır. siyonist çetenin rahatlıkla yaptığı barbarlığı çok güçlü olduğu için değil, İslam aleminin sessizliğinden güç almaktadır.” ifadelerini kullandı.

Mazlumlara destek olmanın, işgalci siyonistlerin zulmüne ve soykırımlarına her türlü vesile ile direnmenin ve Gazze’ye en yakın olanlar başta olmak üzere tüm ümmetin asli vazifesi olduğunu vurgulayan Özçelik, “Aksi takdirde, bunun vebali bu sorumluluğu yerine getirmeyenlerin boynunda olacak ve fitnenin de etkisiyle büyük bir kargaşanın ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelecek, üstelik bu fitne ve kargaşa, sadece Gazze ile sınırlı kalmayıp, Gazze’nin yanında duruş sergilemeyen herkese er ya da geç ulaşacaktır.” şeklinde konuştu.

“57 İslam ülkesi Refah sınır kapısından yardımları geçiremiyor! Bu kadar mı acizsiniz!”

“Bizler, herhangi bir sınırlama veya koşula bağlı olmaksızın, işgalci düşmanın veya başka bir ülkenin onayını beklenmeye gerek kalmaksızın acilen sınır kapılarının açılmasını talep ediyoruz. Gıda, tıbbi malzeme ve benzeri ihtiyaçlar acilen Gazze halkına ulaştırılmalıdır.” diyerek konuşmasını sürdüren Özçelik, şunları söyledi:

“İşgalci devletin beşerî hukuka ait ne varsa zorbalıkla ayaklar altına aldığı ve her türlü ilkeyi çiğnediği herkesin malumudur. Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları olarak, şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran, onbinlerce kadın ve çocuğu öldüren; cami, kilise, hastane ve diğer yerleri tahrip eden işgalcilere karşı direnmenin gerekliliğini vurguluyoruz. Bu yüzden, onlara karşı direnmek, şer’i bir sorumluluk, tüm ilahi buyruklarda ve uluslararası kanunlarda öngörülmüş yasal bir görevdir.”

Türkiye başta olmak üzere İslam dünyasındaki liderlere çağrıda bulunan Özçelik, “siyonist çeteninin gerçekleştirdiği katliamları kınamayı bırakın, bu katliamları durdurmak için gerekli adımları atınız. Sizler, siyonist çeteye karşı askeri müdahaleyi yapamıyorsanız bari siyonist çetenin bombalarından kurtulan masumları ölüme terk etmeyin! Eğer bunu da yapamıyorsanız ki şimdiye kadar yapmadınız, çıkın milletinizin karşısına bu zillet halinizi açık açık söyleyin ki size karşı bir umut beslenmesin. Gazze’de çocuklar açıktan ölüyor, artık neyi bekliyorsunuz! 57 İslam ülkesi tamamen Mısır ve Gazze toprağında olan Refah sınır kapısından yardımları geçiremiyor! Bu kadar mı acizsiniz! İzzet yurdunun şerefli mücahidleri, sizden askeri müdahaleyi beklemiyor, sizden sadece masum sivillere sahip çıkmanızı talep ediyor.” diye belirtti.

“İktidarın Gazze meselesinde bir STK gibi hareket etmesini değil, devlet gibi davranmasını bekliyoruz”

Mısır hükümetiyle yapılan görüşmelere de değinen Özçelik, “Bizler Mısır’da Rabia meydanında bir günde dört bin insanı öldürme emrini veren caniyi asla unutmayız. Bizler Esma Biltaci’yi ve Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Şehit Muhammed Mursi’yi ve dava arkadaşlarını hayırla yad etmeye devam edeceğiz. Bu hakikate rağmen Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları olarak Gazze için yapılan her türlü girişimi değerli buluyor, eğer Gazze’nin selameti için bu katille görüşmek gerekiyorsa acılarımızı yüreğimize gömüp yine görüşülsün deriz. Ancak başka bir strateji gereği bu ve buna benzer görüşmeler yapılıp Gazze meselesine yönelik somut bir adım atılmazsa ‘imanımız ve insanlığımız gereği şartlar ne olursa olsun Gazze’deki masum çocukları yalnız bırakmayacağız’ diyor, ellerimiz hem dünyada hem de ahirette bu zulme karşı gereken adımları atmayanların yakalarında olacağını açıkça ifade ediyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Özçelik, “İktidara açık çağrıda bulunmak istiyoruz; Gazze meselesinde bir STK gibi hareket etmenizi istemiyoruz, bir devlet gibi davranmanızı bekliyoruz. Refah sınır kapısı açılmadan, yardımlar Gazze’nin her tarafına ulaşmadan ve siyonist çetenin sivillere yönelik saldırılar durmadan yapılacak kınama veya herhangi bir açıklama nezdimizde kıymet-i harbiyesi olmayacaktır. İktidardan acilen israile giden ticari gemilerinin durdurulmasını talep ediyor, israil ile bütün antlaşmalar askıya alınmalıdır diyoruz.” dedi.

“Gazze düşerse İslam dünyasının hiçbir yerinde özgürlük ve bağımsızlıktan söz edilmeyecektir”

“İktidar, Uluslararası arenada daha çok aktif olmalıdır” diyen Özçelik, “Hala israile çelik-demir gibi malzemeler gidiyorsa kimse bizi ‘miting yapmak, kınamak’ gibi eylemlerle kandırmasın ve teskin etmeye çalışmasın. Vatandaşlar olarak Gazze’deki çocuklarının açlığa ve ölüme terkedilmesini tahammül edecek gücümüz kalmadı. Gazze’ye muhakkak yardımlar ulaştırılmalıdır. Gerekirse paraşütlerle yardımlar gönderilmelidir. Nitekim bugüne kadar Fransa, Hollanda ve Ürdün birkaç defa bu yöntemle yardımları ulaştırdılar. Türkiye’nin, Libya’da ve Azerbaycan’da olduğu gibi burada da sonuç alıcı ve daha aktif bir rol almasını bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Türkiye’den beklentinin büyük olduğunu, Türkiye hükümetiyle ve halkıyla büyük bir sınavdan geçtiğini belirten Özçelik, şu ifadeler ile konuşmasını sonlandırdı:

“Ya İzzetli mücadelenin yanında yer alıp bu kutlu cihada ortak olacak, böylece hem dünyada hem de ahirette itibar sahibi olacak; ya da kendisine yüklenen misyonu ve ümidi yok sayıp tekrar misak-i milli sınırlar içerisinde hapsolacaktır. Hatırlayınız geçen seçim dönemlerinde birçok siyasetçiden ‘Eğer İstanbul veya Ankara düşerse Gazze de düşer’ gibi laflar duyuyorduk. Bugün biz de diyoruz ki, ‘Eğer Gazze düşerse İstanbul da Kahire de Bağdat da Şam da dolaylı veya dolaysız düşer ve İslam dünyasının hiçbir yerinde özgürlükten ve bağımsızlıktan söz edilmeyecektir.” (İLKHA)