Bilge Gençlik Kulübü tarafından Dicle Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezinde İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş’ın katılımıyla gerçekleştirilen program, Ahmet El Abini’nin Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Sinevizyon gösterimiyle devam eden programda, bazı şehidlere ithafen canlandırma sahnesinden sonra Özlem Ajans ses sanatçıları ilahi ve ezgileri seslendirdi.
Günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yapan İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, 138 günü geride bırakan Aksa Tufanı Operasyonunda Müslümanların edindiği galibiyeti detaylandırarak şehadet kavramına vurgu yaptı.
Allah-u Teala’nın nurunu Gazze üzerinden dünyanın dört bir yanına ulaştırdığını dile getiren Göktaş, “Irak, Suriye, Afganistan, Myanmar, Yemen gibi İslam aleminde çok katliamlar oldu fakat Allah, Gazze’yi tüm dünyaya duyuruverdi. 7 ekim insanlık için bir dönüm, milat oldu ve olacak. Çünkü Gazzeli çocukların ve annelerin ağzından çıkan o birtakım ifadeler Avrupa’yı şaşırttı. Yani insanlık burada sadece İslam’ı değil, beraberinde firavun ve nemrutu tanıdı.” dedi.
“Şehadete yapılacak en büyük ihanet onu unutturmaktır”
Avrupa’nın asırlardır medeniyet ve demokrasi üzerinden dünyaya üstünlük tasladığını ve bunun 7 ekimle sonlandığına dikkat çeken Göktaş, şunları söyledi:
“7 Ekim büyük putları yıkıverdi. Bunlardan birincisi demir kubbedir. Tüm dünyanın hayranlıkla baktığı ve aynısından oluşturmaya çalıştığı demir kubbeyi Gazzeli yiğitler, kevgire çevirdi. Diğer bir put ise Mossad putu idi. Yine tüm dünya mossadın her şeyden haberdar olabileceğini, istihbarat ağının kuvvetli olduğunu düşünürken El Kassam Tugayları o şehrin altında öyle şeyler yaptılar ki onların zerre kadar haberi olmadı. Üçüncü olarak israilin yenilmezliği algısını da yıktılar. Evet, bugün Gazze’de kimse de kalmasa asıl mağlup olan israildir. Şu an dünya öyle bir yöne doğru gidiyor ki göreceksiniz siyonistler sokağa çıkamayacak, herkes yüzlerine tükürecek.”
Şehadet konusuna da değinen Göktaş, “Şehadet’e yapılacak en büyük ihanet onu unutturmaktır. Eğer bir toplum şehidlerini unutuyorsa bu sıradan bir eksiklik değildir. Şehidlik unutulmamalıdır çünkü şeytan insanları fakirlikle tehdit ederken kişinin geride bırakacağı ailesinin yalnızlığıyla korkutur.” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’da 6-8 ekim olayların PKK yandaşları tarafından katledilen Şehid Yasin Börü ve Mavi Marmara saldırısında katledilen Şehid Furkan Doğan’a da atıfta bulunan Göktaş, “Şehidler şehadetlerinden önce kendilerini hissettirirler. Şu an şehid olmuş kişilerle farklı vesilelerle tanıştığımda o zamanda fark ettim ki onlar bu dünyanın insanları değildi. Diyarbakır’a geldiğimde yanıma gelen gençlerden biri Yasin Börü idi ve tanıştığım o kadar genç arasında Allah Yasin’e öylesine bir nur vermişti ki kendisine tekrardan sarıldım. Aynı şekilde Mavi Marmara Gazilerini Kayseri’den uğurlarken kucaklaştığım kişilerden biri Furkan Doğan’dı. Onlar arasında en genç olanı o idi ve ben onu öyle sarıldım ki…Bu iki şehidimiz üzerinden şunu diyorum şu an Allah Resulü’nün bir dizinde Yasin, öteki dizinde Furkan oturuyor. ” şeklinde konuştu. (İLKHA)