2 Mayıs’ta Diyarbakır’da başlıyor

Diyarbakır'da, Dünü Bugünü ve Yarınıyla “Uluslararası 15 Temmuz Darbe Girişimi Sempozyumu” 2 Mayıs’ta başlıyor.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdare Bilimler Fakültesi’nde 15 Temmuz Darbe Girişimi Sempozyumu düzenlenecek.

Dicle Üniversitesi 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan sempozyuma bildiri özeti son gönderim tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlendi.

Sempozyumla ilgili yayınlanan bildiride şunlar yer aldı;

Cumhuriyetin kuruluşundan yakın tarihimize kadar Türkiye birçok kez darbeye maruz kalmış ve darbe girişimlerine şahitlik etmiştir. Düzenlenen Askeri darbeler, Türk siyasi ve Demokrasi tarihine yapılmıştır. Yapılan Askeri darbeler ve müdahaleler, siyaset alanlarının yanı sıra başta ekonomi olmak üzere pek çok alana da yansımıştır.

15 Temmuz 2016’da 15 Temmuz Darbesine kalkışılması geçmişte yapılan darbeler ve darbe girişimleri halkın direniş göstermesi ile darbe engellenmişti.

Türkiye’de toplum ve siyaset merkezli çalışmaların ilgi alanlarından bir tanesi de darbe ve kriz dönemleridir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birçok kez fiili olarak yönetime el koyma veya muhtıralarla yönetimin değiştiği darbelerle karşılaşmıştır. Emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleşen bu eylemler 15 Temmuz 2016’da başka bir içerikle bir kez daha sahnelendi.  15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin gösterdiği direniş, milletin birlik ve beraberliğinin korunması uğruna verilen bir bağımsızlık mücadelesidir.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi tarafından 2 Mayısta yapılacak Dünü Bugünü ve Yarınıyla ” Uluslararası 15 Temmuz Darbe Girişimi Sempozyumu” Düzenliyor.  Düzenlenen sempozyumda Geçmişten Günümüze dek Türkiye’deki askeri darbelerin sosyal, siyasal ve kültürel temelleri, Osmanlı devleti döneminde yaşanan olaylara dayandırılması. Diyarbakır Dicle Üniversitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada,  Osmanlı’dan Cumhuriyet’e tevarüs eden ordunun sivil siyasete müdahalede bulunması, güdümlü bir demokrasinin ortaya çıkmasına ve sosyal ve siyasal yapıda ciddi çatışmaların yaşanmasına neden olmuştur.  Emir-komuta zinciri içerisinde gelişen askeri darbeler sonucunda ordu, süreklilik arz edecek bir şekilde yönetime el koymuştur. Ordunun devlet bürokrasisinde egemen bir aktör haline gelmesi ve bu alanda kendini göstermesi; sosyal, siyasal ve ekonomik katmanda krizlerin yaşanmasına neden olmuştur. Bu katmanlarda yaşanan krizlere müdahale etmek isteyen ordu, ister istemez devletin meşru güç kullanma tekelini sarih bir biçimde yansıtmaktan imtina etmemiştir. Bu nedenle askeri darbeler olduğunda veya yaşandığında toplumsal hafızada darbeye karşı koyup bir direnç göstermekten ziyade bir kabullenme durumu oluşmuştur. Ancak ordunun içinde yapılanan FETÖ mensubu askerlerin başka bir içerikle (dış bağlantılı olması nedeniyle bu darbe kimileri tarafından işgal olarak kabul edilmiştir) darbe girişimine kalkışmaları, toplum nezdinde bu darbeye karşı durmak bir “bağımsızlık mücadelesi” olarak kabul edilmiştir. İşte tam bu noktada ‘15 Temmuz Darbe Girişimi’ne karşı Türkiye halkının tek vücut olarak meydanlara çıkıp FETÖ’ye meydan okuması, demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında durması esasında ülke için farklı emeller besleyenlere bir mesaj da verilmek istenmiştir.

Dünya ve Türkiye siyasi tarihinde askeri darbeler, meydana getirdikleri olumsuz sonuçlar itibariyle her zaman incelenmeye değer görülmüştür. Çünkü darbeler; bir ülkenin sosyal, siyasal, hukuki, kültürel, dini vs. alanlarında korkuyu hâkim kılarak ciddi bölünmelere ve yarılmalara yol açmıştır. Bu darbeler arasında ‘15 Temmuz Darbe Girişimi’, Türkiye’de daha önce gerçekleşen darbelerden farklı özelliklere sahip olmuştur. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ayırt edici en temel özelliği; F-16’ların TBMM’yi bombalaması, henüz cumhurbaşkanı sokaklara ve meydanlara çıkın açıklamasını yapmadan birçok insanın kendiliğinden sokaklara çıkıp darbeye karşı çıkması, darbecilerin halka açık bir şekilde şiddet kullanması olarak sayılabilir. Bu özelliklerden hareketle sempozyumun ana temasının ‘15 Temmuz Darbe Girişimi’ olmasına karar verilmiştir. Bu bağlamda değerli katılımcılarından ‘15 Temmuz Darbe Girişimi’nin farklı boyutlarını ele alacak özgün çalışmalarla hem literatüre hem de sempozyuma katkı sağlamaları istenmektedir

(MEHMET SALİH TURAN)

Exit mobile version