2024 yılının ilk ayında Türkiye genelinde meydana gelen 44 bin 719 trafik kazasında 195 kişinin öldüğü, 23 bin 534 kişinin ise yaralandığı belirlendi. Uzmanlar, kazaların artışında motosiklet kullanımının artmasının etkili olduğunu belirtiyor.
Artan kurye hizmetleri ile kullanıcısına zaman ve yakıttan sağladığı tasarrufun etkisiyle motosiklet kullanımı yaygınlaşırken, ülkede trafiğe kayıtlı motosiklet sayısı ilk kez 5 milyonu geçti. Öte yandan 5 milyar dolarlık hazır gıda ve paket servis alanında yaşanan büyük rekabet, motosikletli kuryeleri vazgeçilmez kıldı. Türkiye’de kayıtlı motosikletli kurye sayısı ise 982 bine ulaştı.
2021’de, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 15,1’ini motosikletler oluştururken bu rakam 2022’de yüzde 22’ye çıktı. 2023 yılında ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının 9 aylık süreç içerisinde 4 bin 149 kaza ile yüzde 22,2 seviyesine ulaştı. 2023 yılında meydana gelen kazalarda en az 68 kurye hayatını kaybetti.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de “Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”e göre en az 2 yıllık B sınıfı ehliyete sahip olan vatandaşların 125 cc’ye kadar olan motosikletleri kullanabileceğinin yayınlanması tartışmaları da beraberinde getirdi.
Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği İstanbul Temsilcisi Selçuk Dedeoğlu, söz konusu kararı ve motosiklet sürücüleri ile araç sürücülerinin trafikte güvenli bir sürüş için sergilemesi için yapılması gerekenler hakkında İLKHA muhabirine konuştu.
“Kazalardaki sayının 2024-2025 aralığında artacağını düşünüyorum”
Trafik kazalarındaki artışın, denetimlerin artmasıyla bir miktar kontrol altına alınsa da sürücülerden kaynaklanan hataların daima daha fazla olduğu ve ticari araç sürücülerinin çalışma saatlerine uymamak durumunda kaynaklanan bir altyapı olduğuna dikkat çeken Dedeoğlu, “Yetersiz donanım; yazın yaz lastiği, kışın kış lastiği kullanmamak, dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanmaktan dolayı kazalar meydana geliyor. Kazalardaki sayının, üzülerek söyleyeyim 2024-2025 aralığında da artacağını düşünüyorum. Özellikle bu sayıyı arttıracak etken; motosiklet kazaları olacaktır. B sınıfı ehliyet 125 cc’ye kadar motosiklet kullanılması doğru bir karar değildir. Çünkü araç kullanmayı çok iyi bilen bir kişi bile motosiklette aynı ustalığı sergileyemecektir, bu doğaldır. Buna yasal izin verilmesi motosiklet sürmeye haiz olmayan birçok sürücünün trafiğe çıkmasına sebep olacaktır. Ekonomik koşullar nedeniyle bu sayı gittikçe artacağından dolayı motosiklet satışlarından da bunu gözlüyoruz. Motosiklet kazalarının bayağı sayıyı arttıracağını, kaza oranını arttıracağını düşünüyorum.” dedi.
“Bir taraftan bilinci arttırmak diğer taraftan da denetimleri arttırmak hataların yapılmasını bir miktar engelleyecektir”
Trafik eğitiminin müfredata eklenmesi gerektiğinin altını çizen Dedeoğlu, “Okul çağından itibaren bir trafik kültürü olması gerekiyor. Eğitimin haricinde trafik denetleme ekiplerinin drone ile havadan ve jandarma trafiğinde kendi bölgelerinde destek vererek denetimlerin arttırılması gerekiyor. Bir taraftan bilinci arttırmak diğer taraftan da denetimleri arttırmak hataların yapılmasını bir miktar engelleyecektir yoksa para cezalarının arttırılmış olması kaza oranını çok fazla düşürmüyor. Bunu zaten yıllardır deniyoruz ama çok kalıcı bir sonuç alınamadığını hepimiz gördük.” diye belirtti.
“Birçok firma psikolojik baskı yaparak kuryelerin zamana karşı yarışmalarını istiyor”
Türkiye’nin motosiklet eğitimi ve belgelendirme konusunda dünyada birçok ülkeden çok daha geri sıralarda olduğunu dile getiren Dedeoğlu, “Motosiklet sürücülerinde özellikle kuryeler ve getir-götür işi yapan scooterlı kuryeler için söylüyorum; şirketlerin motosiklet sürücüsü üzerindeki baskıları kaldırılmalıdır. Bunlarla ilgili geçmişte bir çalışma yaptık, olumlu sonuç verdi; firma geri adım attı. Örneğin 20 dakikada teslim edilemezse ürünü geri almak ama o ürünü kuryenin kendisine yansıtıyorlardı böyle sıkıntılı bir durum vardı. Firma bu konuda geri adım attı ama şu anda büyüklü, küçüklü birçok firma psikolojik baskı yaparak kuryelerin zamana karşı yarışmalarını istiyor. Bundan dolayı kuryeler, trafikte aralardan kaçarak çok büyük trafik hataları yaparak ciddi kaza pozisyonları yaratıyorlar ve çok aşırı şekilde motosiklet kazaları arttı. Buna ek olarak maalesef trafikte araç kullanan sürücülerin de motosikletler konusunda yeterli bilgisi olmadığı için trafikteki motosikletli varlığını fark edememelerinden kaynaklanan bir oran da var. Demek ki burada hem motosiklet sürücülerine ciddi bir denetim ve eğitim hem de araç sürücü motosikletleri dikkate alacakları şekilde bir eğitim verilmesi ve denetleme yapılması şarttır.”şeklinde konuştu.
“Trafiğin çok yoğun olduğu ve kurallarını da çok fazla dikkate alınmadığı bir ülkede olduğumuzu unutmamamız gerekiyor”
Güvenli sürüş için sürücülere tavsiyelerde bulunan Dedeoğlu, “Verdiğimiz eğitimlerde üzerinde durduğumuz konulardan biri de; araç içerisinde yeme-içme, telefonla uğraşma gibi dikkat dağıtıcı hiçbir şeyin yapılmaması lazım. Uzun yol şoförleri ve ticari araç kullanan sürücüler için de düzenli bir uyku 6-7 saat kesintisiz bir uyku sonrası mesaiye başlamalarını öneriyoruz. Trafiğin çok yoğun olduğu ve kurallarını da çok fazla dikkate alınmadığı bir ülkede olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Bu nedenle güvenli sürücülük yapmanın haricinde her sürücüden defansif sürüş yapmalarını rica ediyoruz. Güvenli sürüş ve defansif sürüş farklı şeylerdir. Defans; diğer sürücülerin yapmış olduğu hataları tolere edecek tarzdaki sürüş stilidir. Güvenli sürüş yapan bir sürücünün bir tık daha eğitimli olmasıyla başarılabilecek bir şeydir. Bunun üzerinde özellikle durulmasını rica ediyorum. Ehliyet verirken de tabii ki sürücü adayının park etmesi ve çok sıkı kurallarla ince elenerek yapılıyor falan ama güvenli ve defansif sürüş yapıp yapmadığı üzerine de bir eğitim alınmasında fayda var. Sürücü kurslarında bu konuda biraz katkıda bulunmaları istiyorum.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)