Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı, Dünya Anadil Günü dolayısıyla TBMM’de Kürtçe bir açıklama yaptı

HÜDA PAR Sözcüsü Serkan Ramanlı, TBMM’de Dünya Anadil Günü dolayısıyla yaptığı açıklamasını ana dili olan Kürtçe ile yaparak anadilin önemine ve Filistin meselesine dikkat çekti.

HÜDA PAR Sözcüsü Serkan

HÜDA PAR Sözcüsü, Batman Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı Serkan Ramanlı, partisinin gündem değerlendirmesini TBMM’de düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı.

Gündem değerlendirmesini 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla Kütçe yaptı. Ramanlı, 7 Ekim’den beri siyonist işgalcilerin Filistin’de yaptıkları zulümlere değinip İslam ve insanlık aleminin harekete geçmesi gerektiğini ifade etti.

21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla basın açıklamasını anadili olan Kürtçe ile yapacağını belirten Ramanlı, “Dilimiz varlığımızdır, milletimizin istikbalinin teminatıdır.” dedi.

“İnsanlık ve İslam alemi Filistin konusunda bir adım atamıyor”

130 günden fazladır Filistin meselesi ve Gazze’deki kardeşlerimden dolayı içimizin yaralandığını dile getiren Ramanlı, “Siyonist teröristler onlarca gündür Müslüman kardeşlerimize bombalar yağdırıyor. Bu saldırılarda kadın, çocuk, ihtiyarlar hayatlarını kaybedip şehid oluyor. İslam aleminin içindeki durumu bizleri çok rahatsız ediyor. Siyonistlerin insanlığa karşı devam ettirdiği savaşa dünyanın dört bir tarafından her ne kadar tepkiler gösterilse de devletler bu siyonistlere karşı tamamen sessiz kalıyor. Bazıları da gerçek anlamda siyonistlere destek veriyor. Siyonistlerin insanlığa karşı yaptığı bu savaşta mahsum ve silahsız insanlar öldürülüyor, aç ve susuz bırakılıyorlar. İnsanlık ve İslam alemi bu konuda bir adım atamıyor. İçi yanan siyasi parti, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların meydanlarda ve televizyon ekranlarında bu yaşananları gündemlerinden düşürmemelerini istiyoruz ki hükümetlerimiz de bu zulmün sonlandırılması için bazı adımlar atsınlar ve vazifelerini yerine getirsinler. Fakat maalesef 57 İslam ülkesi var bir tanesi de zulmü son bulması için iyi adımlar atmıyor. Bu hepimizin utancıdır ancak başta ülkelerimizin, hükümetlerimizin ve yöneticilerinin utancı ve ayıbıdır. İnşallah devletlerimiz ve hükümetlerimiz de gayrete gelip bu zulmü sonlandırırlar. Ancak bu İslam aleminin ve insanlık aleminin acısı ve yarasıdır.” ifadelerine yer verdi.

“40 gün sonra vatandaşlarımız sandıklara gidip oylarını verecekler”

31 Mart’ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri ile ilgili de konuşan Ramanlı, şunları aktardı:

“Bugün seçim sürecine girmişiz. 40 gün sonra vatandaşlarımız sandıklara gidip oylarını verecekler. Herkes inandığı ve hizmet göreceğine inandığı partileri tercih edecekler. Gündeme gelen birçok başlıklarımız var ancak sonuç alınmadığı için bu günlerde seslerini daha da yükseltmek istiyorlar ki haklarına ulaşsınlar. Örneğin aynı işi yapıp ancak maaşları aynı olmayanlar maaşlarının aynı olmasını istiyorlar. Çocuklarımıza dini ve Kur’an eğitim veren Fahri Kur’an Kursu Hocaları kadroya alınmak istiyor. Onlarda seslerini yükseltmek istiyorlar.  Bu sayılı günlerde onlarda bir şekilde seslerini yükseltmek istiyorlar. Bizlerde siyasetçiler olarak haklarını muhafaza edip onların sesi oluyoruz ki haklarını alsınlar.”

“Bugün 21 Şubat Dünya Anadil Günüdür”

Dillerin Allah’ın ayeti olduğunu vurgu yapan Ramanlı, “Bugün 21 Şubat Dünya Anadil Günüdür. Bu sebeple bugün bizlerde kendi dilimizle; Kürtçe ile konuşuyoruz. Dilimiz gün geçtikçe kayboluyor. Geçen haftalarda dilimiz için bazı açıklamalar yaptık ki halkımızın dillerine karşı daha bilinçli olsunlar. Çocuklarımız da dilimizi öğrensinler ki dilimiz kaybolmasın. Görünürlük, kampanya ve yürüyüşlerle istedik ki herkes dili hakkında uyansın. Kürt halkı ve Kurmançlar olarak Kürtçe dilimizin kaybolmasını istemiyoruz. Sadece bizim dilimiz değil tüm vatandaşların dilleri kaybolmasın. Laz, Çerkez, Abaza ve Zaza olsun kim olursa olsun herkes Türk ve Araplar gibi diline sahip çıkmalıdır. Diller Allah-u Teâlâ’nın bizlere lütfudur. Dilimizin farklılığı Alla-u Teâlâ’nın ayetlerindendir. Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de bizlere böyle buyurmuştur. Dillerimizin farklılığı bizi birbirinden farklı kılmaz ve bizi birbirimize düşürmez bilakis birbirimizi sevmemize, tanışmamıza ve beraberliğimize vesile oluyor.” ifadelerine yer verdi.

“Bu devleti beraber büyük bir mücadeleyle kurduk”

Silah ve ölümle hakların alınamayacağını dile getiren Ramanlı, “Kürt halkı belki onlarca yıl dillerinin yasaklanmasından dolayı kendilerini ifade edemeyecek duruma gelmiş, dilleriyle de konuşamıyorlardı. Biz Kürt’üz bile diyemiyorlardı. Siyaset ilerledikçe, bilinç artıkça ve normalleşme oldukça yavaş yavaş yasaklarda ortadan kalkıyor. Ancak daha atacağımız çok adımlar var. Dilimiz de eğitim dili ve resmi dil olması gerekir. Bu anlamda bizler sivil mücadele, siyaset yolunda mücadele ve meşru yollarda mücadelemizi vereceğiz. İnanıyoruz ki her medeni kişi başarısı ikna iledir. Silah, ölüm ve kavga ile amacımıza ulaşamayız. 40 yıldan fazladır bunlar tecrübe edildi. Ölüm ve silahlarla amacımıza ulaşamayız. Siyaset yoluyla meşru yollarda ve sivil olarak haklarımıza kavuşabiliriz. Bizler 85 milyon vatandaş binlerce yıllık geçmiş olan bir tarihe sahibiz. Birbirimizin uğruna kanlarımız dökülmüş. Bu devleti beraber büyük bir mücadeleyle kurduk. Güzel günlerimiz de kötü günlerimiz de ikimizin ortak güzelliği ve acısıdır. İstikbalimizde aynı ve güzel olmalıdır.” şeklinde belirtti.

“Amerika her şekilde siyonistlere destek çıkıyor”

Basın toplantısının ardından sorulan bir soruya Ramanlı, “Başta da söyledik. İslam alemi bu zillet altında olduğu gibi insanlık alemi de devletleriyle beraber bu zillet altındadır. BM her zaman Rusya ve ABD kontrolü altındadır. Hiçbir karar onlar olmadan alınamıyor. Diğer devletler onlara bağlıdırlar. Bugün Amerika her şekilde siyonistlere destek çıkıyor. Bu da bize gösteriyor ki Amerika mazlumların dostu değildir, her zaman zalimlerin arkasındadır. Dünyanın neresinde olursa olsun kimin arkasında olsa mutlaka bir çıkarı ve menfaati vardır. Yoksa hakkın tarafı değil ve mazlumlardan yana değildir. Bunun için Amerikan’dan umudumuz yok. BM’den hiçbir beklentimiz yok. Umudumuz insanlığın vicdanındadır. Umudumuz zulme karşı baş eğmeyenlerde. Bugün insanlık aleminin umudu Gazze’deki mücahitlerdir. Bugün mücadele verenler Filistin halkından başka kimse değildir. Yemen gibi bazı küçük devletlerde o imkansızlıklarına rağmen ellerinden geleni yapıyorlar. Onların dışında ben devletim ve güçlüyüm diyen herkes yapılanlara sessiz kalıyorlar. Gözlerini ve kulaklarını kapatıyorlar.” şeklinde cevapladı. (İLKHA)