Tüp bebek tedavi yöntemi ne zaman uygulanmalı, kısırlık sorununa bitkisel çözüm var mı?

Çocuk sahibi olamayan çiftlerin başvurduğu tüp bebek yönteminin zaman doğrulamasının önemi hakkında konuşan Fitoterapi ve Aromaterapi Uzmanı Abdusselam Olgun, bu yönde başvurulacak bitkisel tedavinin uzman kontrolünde yapılmasını tavsiye etti.

Dünya Sağlık Örgütü, dünya genelinde her 6 yetişkinden birinin kısırlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu açıkladı. DSÖ’nün doğurganlık oranlarıyla ilgili yayımladığı raporda; yetişkin nüfusunun yüzde 17,5’lik kısmı kısırlık sorunu yaşadığı, bu oranın yüksek gelirli ülkelerde yüzde 17,8, orta ve düşük gelirli ülkelerde ise yüzde 16,5 dolaylarında olduğu belirtiliyor.

Son zamanlarda artan kısırlık sorunu karşısında tüp bebek yöntemine başvuran çiftlere tavsiyelerde bulunan Fitoterapi ve Aromaterapi Uzmanı Abdusselam Olgun, 33-35 yaş öncesinde tüp bebek yönteminin yanlış bir zamanlama olduğunu belirtirken uzman kontrolünde olmaksızın kulaktan duyma bitkisel yöntemlerinde farklı türde sorunlara yol açabileceğinin altını çizdi.

https://youtu.be/4yR24Swg4_Y

“25 yaşındaki bir bayanın tüp bebek yapması, ileriki süreç bakımından sıkıntılı bir döneme götürebilir”

Kısırlık sorununu “Yeni evli bireylerin bir yıl hiçbir korunma yöntemi olmadan herhangi bir gebelik durumu yaşamamaları” olarak tanımlayan Olgun, tıptaki ismiyle infertilitenin sebep ve tedavi yöntemlerii hakkında bilgi verdi.

İnfertilite problemlerinin sebeplerini açıklayan Olgun, “Geçmişten günümüze kısırlık problemi hızlı bir şekilde artıyor. Bunun neden olduğu düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam, karaciğer ve fonksiyonel bazı organ hastalıklarının yanında aşırı stres hastalıkları arttırmaktadır. Kadındaki problem yumurta rezervindeki azalma, enfeksiyon, kaşıntı, kötü koku ve mantar gibi hastalıklar doğurganlığı etkileyebiliyor. Aynı şekilde erkeklerde sperm monfoloji bozukluğu, kuyruk yapı bozuklukları, sperm hareketsizlikleri, sperm oluşumunda azalma veya azospermi kısırlığa sebep olabilmektedir.” dedi.

Tedavi yöntemleri hakkında bilgi aktaran Olgun, “Bir uzman kontrolünde alternatif veya doğal tedavilerle, modern tıbbın vitamin tedavileriyle veyahut cerrahi operasyonlarla aşılabilecek durumlar var ve bunları değerlendirmekte fayda vardır. Günümüzde yeni evlenen çiftler hemen hastanelere giderek tüp bebek için başvurabiliyorlar, şahsen ilk etapta bunun yapılmasını tavsiye etmiyorum. Çünkü 25 yaşındaki bir bayanın tüp bebek yapması ileri süreç bakımından sıkıntılı bir döneme girebilir.” ifadelerini kullandı.

“Tüp bebek doğru bir tedavidir fakat zamanlaması yanlış olabilir”

Zamanlama bakımından tüp bebek yönteminin olumlu ve olumsuz yönlerini açıklayan Olgun, şunları söyledi:

“Tüpleri tıkalı bir bayan, tüplerini açmak için bir veya 2’nci kez tedavi uygulaması sonrasında halen olumlu bir netice alamadıysa beklesin. Nihayetinde tıp günden güne gelişiyor. Belki 3-5 yıl sonra bunun tedavisi bulunacaktır. 33 veya 35 yaşına kadar bekleyip herhangi bir tedavi olmamış kişilere tüp bebek tavsiye edilebilir. Tüp bebek doğru bir tedavidir fakat zamanlaması yanlış olabilir.”

İnfertilite problemlerinin bitkisel tedavi yöntemlerinin de olduğunun altını çizen Olgun, “Tüp bebek maksimum 50 yıllık bir yöntemdir, alternatif tıp ise dünya var olduğu günden beri kullanıp beslendiğimiz; tadını, aromasını, kokusunu beğendiğimiz ve kimi zamanlarda yemeklerde kullandığımız doğal gıdalardır. Mesela hızlı bir hücre yenileyici olan arı sütü; sperm sayısıyla beraber monfolojisini ve kuyruk yapısını hızlı bir şekilde arttırır, kadınlarda yumurta rezervini güçlendirir ve hormonel problemleri dengeler. Güçlü bir antioksidan olan bal, hücre yenileyici ve vitamin desteğidir. Polen, propolis, perga gibi bitkiler faydalı; zerdeçal ve zencefil doğurganlığa etkili; cıvan perçemi, aslan pençesi, altınotu ve avakado gibi bitkilerin bazıları antienfeksiyonel bazıları antibakteriyel bazıları antienflamatuardır.” şeklinde konuştu.

“Bitkileri uzmanlardan yardım alarak kullanabiliriz”

Hastalıklara, uzman kontrolünde yapıldıktan sonra teşhisler neticesinde doğal tedaviler tavsiye edilebileceğini aktaran Olgun, “Bu alanda problem yaşayan veya yaşamayan herkese tavsiyem arı sütü ve balı sürekli tüketmeleridir. Çünkü bunlar bağışıklık sistemini güçlendirir; antiviral, antibakteriyel ve antivirüseldir.” diye belirtti.

Olgun, “Günümüzde internet sayfalarında birçok bilgi dolaşıyor. Bazı zamanlar doğru olsa da çoğu zaman yanlış bilgiler içeriyor. Nerede, ne zaman, neyi kullanmamız gerektiğini bırakalım bilen kişiler karar versin. Tedavi olduğumuz doktorumuz teşhis koyar, basit bir enfeksiyon problemi dediğinde bunun için avakado, böğürtlen kökü, cıvan perçemi önerebiliriz ama gelişigüzel bunu kullanmamız durumunda bize zararı olabilir. Bunları uzmanlardan yardım alarak kullanabiliriz.” dedi. (İLKHA)

Exit mobile version