Hayati bir organ olan karaciğerde kötü huylu dokuların tümöre dönüşerek çoğalmasından kaynaklı olarak ortaya çıkan bir kanser türü olan karaciğer kanseri, son yıllarda Türkiye’de hızla artıyor.
Karaciğer kanseri; dünyada en çok görülen 6’ncı kanser türü ve kanser ölümleri arasında en sık 3’üncü neden olarak görülüyor.
Uzmanlar karaciğer kanserinin en önemli etkenlerinin alkol, sigara ve obezite olduğunu belirtirken; karaciğer kanserinde erken tedavinin hayat kurtardığına dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.
“Karaciğer kanseri dünyada en çok görülen 6’ncı kanserdir ancak ülkemizde daha sık olarak görülmektedir”
Prof. Dr. Aytaç Atamer
Karaciğerin, vücudun en büyük organı ve insan hayatı için vazgeçilmez bir organ olduğunu belirten Atamer, “Karaciğerin bu kadar önemli bir organ olması nedeniyle karaciğer hücrelerinden başlayan kanser yani karaciğer kanseri bilinen adıyla hepatosellüler kanser son derece önemli olan bir hastalıktır. Erken tanı konur ise tedavisi de mümkün olan bir hastalıktır. Karaciğer kanseri dünyada en çok görülen 6’ncı kanserdir ancak ülkemizde; kronik hepatit, Hepatit B ve C olması nedeniyle daha sık olarak görülmektedir.” dedi.
“Karaciğer kanseri genellikle sinsi başlamaktadır”
Karaciğer kanserinin gelişebilmesi için karaciğerde en önemli etkenin siroz olduğuna dikkat çeken Atamer, “Biliyoruz ki karaciğer kanseri gelişen olguların yüzde 80’inde siroz söz konusu olmaktadır. Hepatit B ve C taşıyanlar da ya da kronik Hepatit B ve C olanlarda, olmayanlara kıyasla 200 kat daha fazla karaciğer kanseri gelişme riski vardır. Toplumumuzda Hepatit B’nin tedavi edilmesi aşı ile söz konusudur, Hepatit C’ninde son yıllarda artan tedavileriyle tedavisi mümkündür. Karaciğer kanseri genellikle sinsi başlamaktadır. Maalesef tanı konulduğunda ileri bir devre de söz konusu olmaktadır. Şikayet olarak; karın ağrısı, şişkinlilk, gaz, göz altlarında sararma, büyük abdeste renk değişikliklerinin olması, halsizlik ve açıklanamayan kilo kaybı gibi durumlar söz konusu olunca karaciğer kanserinin akla gelmesi lazım. Özellikle siroz olanlarda, kronik Hepatit B’si olanlarda, aşırı obez olanlarda bu akılda tutulması gereken bir hastalıktır.” şeklinde konuştu.
“Karaciğer kanseri erken yakalanırsa tam şifası mümkün olan bir hastalıktır”
Karaciğer kanserinde tedavinin erken tanı ile mümkün olduğunu dile getiren Atamer, “Mümkün olan tedavi de cerrahi tedavidir; cerrahi olabilmesi için de erken zamanda yakalanması gerekmektedir. Bir kronik hepatit zemininde karaciğer kanseri var ise kanseri çıkardığımız zaman zaten karaciğer fonksiyonları yeterli olmayacağı için ameliyat şansı olmayabilir. Bunlarda tedavi yöntemi olarak karaciğer transplantasyonu söz konusudur. Başka yöntemler de söz konusudur. Bunlar girişimsel radyoloji ile son yıllarda geliştirilen ‘radyoembolizasyon’ ya da ‘kemoembolizasyon’ denilen yöntemler veyahutta radyo frekansı ablasyon gibi yöntemlerle de karaciğer kanseri tedavisi mümkündür. Fakat bunlar ancak ileri merkezlerde gastroenteroloji uzmanının olduğu, karaciğer cerrahisi ile ilgilenen cerrahlar ve girişimsel radyoloji uzmanının olduğu yerlerde mümkündür. Mühim olan nokta, gelişmeden yakalamaktır. Özellikle ülkemizde kronik Hepatit B yaygın olduğu için 6 aylık aralarla ultrason çeklimesi, gerekirse kan tahlilinin yapılmasıyla karaciğer kanseri erken yakalanırsa tam şifası mümkün olan bir hastalıktır.”diye belirtti.
“Aşırı obezite, sigara ve alkol karaciğer kanserini tetiklemektedir”
Karaciğer kanserinde özellikle alkol kullanan kişilerde alkole bağlı olarak karaciğer yağlanmasının arttığını ve karaciğer kanseri gelişme riski arttığını vurgulayan Atamer, “Sigara gerçekten en önemli etkenlerden biridir. Sigaranın yapmayacağı kötülük yoktur; karaciğer kanseri gelişmesinde rol oynayabilmektedir. Bu nedenle sigara ve alkolden uzak durulması ve obezite yani kilolarımızdan uzaklaşmak gerekmektedir. Aşırı obezite, sigara ve alkol karaciğer kanserini tetiklemektedir. Bu nedenle dengeli beslenme, hareket ve bol yürüyüş önemlidir. Bir de moral açısından pozitif düşünmekte de tüm bu hastalıkların yenilmesi açısından önem arzmektedir.” diye konuştu.
Karaciğer kanseri genetik midir?
Karaciğer kanserinin temel olarak genetik bir hastalık olmadığının altını çizen Atamer, “Çok nadir görülen bazı konjenital hastalıklarda karaciğer kanseri gelişebilmektedir. Bunlarda da genetiğin rolü olmaktadır. Bunlar çok az oranda karşılaştığımız hastalıklardır. Genel olarak; viral enfeksiyonlar, beslenme, obezite, alkol ve sigara etkendir. Tek bir nedene bağlı değildir ama genetik faktörlerin etkinliği azdır.”ifadelerini kullandı. (İLKHA)