Soğukların gelmesiyle birlikte nezle ve grip vakalarında artışlar yaşanıyor. İnfluenza, ani başlayan ateşle birlikte, yaygın vücut ağrısı, kas ağrıları, baş ağrısı, boğaz ağrısı, bazen burun akıntısı ile kendini gösterebiliyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da sosyal medya hesabındaki paylaşımında, bu aylarda üst solunum yolu şikayetlerindeki artışı gözlemlendiğini belirterek tedbirli olunması çağrısında bulundu.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.
“Grip nedir, belirtileri nelerdir?”
Genelde kış aylarında gribal enfeksiyon adı verilen grip ve benzeri hastalıkların artışınnın her zaman beklendiğini belirten Sur, “Özellikle koronavirüs pandemisinden sonra meydana gelen ve grip olduğu söylenen birçok enfeksiyon hastalığının tam grip olup olmadığında bir soru işareti var. Ama grip olduğunu farz edersek bile insanların bu hastalığı biraz daha ağır geçirdiği; 3-4 günde geçecek hastalığı 10 güne kadar uzattığı bir gerçektir. Bu durum klinikte çalışan bütün doktorların, hemşirelerin kolayca fark ettiği bir değişikliktir. Bunun nedenleri ne olabilir? Öncelikle grip benzeri hastalıklar bir grup oluşturur. Bunlarda belki 50’ye yakın hastalık ismi saymak gerekir, hepsi aynı şikayetleri yaptığı için gribal enfeksiyon yani grip benzeri enfeksiyonlar denir. Bunlardan sadece bir tanesinin adı influenzadır. Diğerleri de ona benzediği için hepsini tek tek influenza mı değil mi ayırt etmek için birtakım pahalı testler yapılması gerektiği ve sonuç aynı olacağı için hepsini topluca klinikteki belirtilere göre hekimler değerlendirerek ona göre tedavisini hastalara önerir. Burada birçok değişik şikayetlerle bu hastalık karşımıza çıkabildiği halde temelde 3 tane şikayet işin özünü oluşturur. Bir tanesi; bitkinlik düzeyinde halsizlik, ikincisi eklem ağrıları ve baş ağrıları gibi tipik ağrılar, üçüncüsüde burun akıntısı ve benzeri şikayetler. Bunların yanına ateşin yükselmesi eklenebilir veya ateş çok az 37,5 düzeyinde kalabilir. Ateş 38 derecenin üstüne çıkmışsa burada sadece virüsler değil bakterilerin de eklendiğini düşünmeye başlarız. Bu durumun antibiyotik tedavisine doğru evrilmesi gerekir, o durumu hekim değerlendirir.” dedi.
“Maskenin doğru kullanımı önemlidir”
Maske takmanın gribal enfeksiyonlardan korunmak için bir önlem olduğunu ve riskli yerlerde maske takılmasını kuvvetle öneren Sur, “Tek başına maske ile işi götürmek bir yere kadar bizi korur, bir yerden sonra koruyamayacağı bir dönem gelir. Maskenin doğru kullanımı, her gün yeni maskenin kullanımı önemlidir. Bir de maskenin meydana getirdiği solunum güçlüğü de söz konusu; insanlar sabah maskeyi takıp akşama kadar maskeli oturamazlar, zaman zaman her yarım saatte bir, 10 dakikalığına da kendilerini rahat soluk alıp verir hale getirmeleri önerilir.” şeklinde konuştu.
Gribal enfeksiyonlardan korunması için hangi önlemlerin alınması gerekir?
Maske takmak haricinde gribal enfeksiyonlardan korunmanın diğer yolları hakkında konuşan Sur, “Havalandırma çok önemlidir öncelikli önlem havalandırma olmalıdır. İyi havalandırılmış kapalı ortamlarda ve yeterince yakın temas haline getirilmemiş açık hava durumlarında bulaşması çok daha nadir hale gelecektir. Kişisel hijyen, el yıkanması, ellerin ağza ve göze özellikle götürülmemesi konusunun havalandırma ile beraber ve yoğun olan zamanlarda maske takılması ile beraber 3 önemli önlem olduğunu söylemek isterim. Bağışıklığımızı güçlü tutmamız lazım; yeterince dengeli ve sağlıklı beslenme önemlidir. Toplumun beslenme alışkanlıkları da çok bozuldu; gençler özellikle hazır ve sağlıksız yemeklere aşırı meylederek işin kolayına kaçtılar. Evet, yemek bir zevktir ama aynı zamanda insanın kendi vücuduna karşı bir görevi, sorumluluğudur. Doğru şeyleri yiyerek vücudu zinde tutmak bizim sorumluluğumuzdadır. Vitaminler, diğer mineraller, proteinler, yağlarda bunun bir parçasıdır. Şekere aşırı yüklenmemeyi, mümkün olduğu kadar şekerden kaçmayı önermek isterim.” tavsiyelerinde bulundu.
“Yüksek riskli gruplar için kuvvetle grip aşısı tavsiye ederiz”
Gripten korunmak için grip aşısı tavsiyesinde bulunan Sur, “Özellikle bazı yüksek riskli gruplar için kuvvetle grip aşısı tavsiye ederiz. Bunlar kim? Bağışıklık sistemi düşük olduğu bilinen hastalıkları taşıyan kişiler, belli bir organ transplantasyonu nedeniyle kemik iliği bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler ya da ronik rahatsızlığı olanlar; şeker, kalp hastalığı, hipertansiyon kanser tarzı hastaların kendilerini gripten kuvvetli korumalarını öneririm. Sağlığı daha normal olan insanlarda hafif geçebilecek türler, bu hastalarda ölümcül olabilmektedir. Dolayısıyla birçok mesela kalp hastası kış aylarında öldüğü zaman tıbbi kayıtlara da kalp hastalığından öldü diye geçiyor, halbuki grip uzmanları ‘gizli influenza ölümleri vardır ve bunlar tıbbi kayıtlara başka şekilde geçmektedir’ diye ifade ediyorlar. Dolayısıyla kronik rahatsızlığı olan kişilerin kendilerini kuvvetle bu hastalıktan korumaları lazım.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)