Küresel kapitalizmin hakim olduğu Dünya düzeninde, yoksulluk en büyük sorunların başında geliyor. Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu söz konusu düzen, ülkeden ülkeye farklılık gösterse de en büyük sosyal sorun olmayı sürdürüyor. Bu sorunların en önemlilerinden biri de son dönemlerde ülkemizde baş gösteren evsizliktir.
Barınma ve konut hakkı; uygun konut ve barınma için ekonomik, sosyal ve kültürel bir insan hakkıdır. Bu hak, bazı ulusal anayasalarda, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde de tanınmaktadır. Konut-barınma hakkı bizim Anayasamızda da mevcuttur.
Yıllar önce evsizleri Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinin filmlerinde izlerdik. Müslüman ülkelerde böyle şeylerin olmayacağını düşünürdük. Kimimiz bunun film olduğunu, gerçek olmadığını, kimimiz ise varsa da çok az olduğunu, eğer böyle bir şey olmasaydı filminin de olmayacağı yönünde tartışmalar yapardık. Evet, evsizlik o zaman da vardı, şimdi de var. Ancak şimdi kapitalist düzenin sahiplerinin doymak bilmeyen hırsları nedeniyle sayı hızla artarak devam ediyor.
Kronik bir hal alan evsizlik sorunu, son olarak 2019’un sonunda Dünyayı esir alan Koronavirüs salgını ile gündemin ilk sırasında kendini gösterdi. Salgınla birlikte sokakta kalanların sayısının ne kadar fazla olduğu bir kez daha gördük. Bunu tetikleyen etkenlerin başında küresel ısınma ile birlikte peş peşe yaşanan doğal afetler, hızla artan nüfus ile konut ihtiyacının artması, salgın nedeniyle Dünya’yı daha öncekiler gibi etkisi altına alan ekonomik buhranın etkili olması ve konut maliyetlerin artması sonucu fiyat ve kira bedellerinin fahişin ötesinde yükselmesine neden oldu.
Dünya’da ne kadar evsiz olduğuna dair açıklanan yeni bir veri bulunmuyor. Fakat birkaç yıl öncesine dayanan ve bilim insanlarının açıkladığı rakamlar bulunuyor. Bunlardan biri de İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu’nun 3 yıl önce Dünya Habitat Günü nedeniyle yaptığı açıklama.
Prof. Dr. Karaosmanoğlu , ‘İnsanın barınması en temel haklarından biri olup, yaşam sürdürülebilir ilerlemelidir. Dünya nüfusunun yüzde 20’sinden fazlası, yaklaşık 1 milyar 8 milyon insan yeterli konuttan yoksun, 100 milyondan fazla insan evsiz yaşamaktadır. 2030 yılında yetersiz konutta yaşayan insan sayısı 3 milyara yükselebilir. Dünyada kayıt dışı yerleşimlerde ve gecekondu mahallelerinde yaşayan 1 milyar insan var. 2030 yılında kayıt dışı yerleşimlerde ve gecekondu mahallelerinde yaşayan insan sayısı 3 milyara yükselebilir’ demişti.
Bilim insanlarının açıklamalarına baktığımızda önümüzdeki gün, ay ve yıllarda barınma sorunu yani evsiz sayısı hızla artacağa benziyor. Şimdi Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÜRK-İŞ), 2023 Temmuz açlık ve yoksulluk sınırına bakalım, sonra neden Türkiye’yi bekleyen en önemli sorunlardan birinin barınma-evsizlik olduğunu daha iyi anlayacağız.
TÜRK-İŞ’e göre; 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 11 bin 658, yoksulluk sınırı ise 37 bin 974 lira. Peki, ülkemizde ne kadar çalışan bu kadar maaş alabiliyor-Ki bu rakam sadece sağlıklı beslenme için geçerli.
Diyarbakır’da kenar semtlerdeki yıkık-dökük bir evin fiyatı 400-500 bin, lüks semtlerde ise 30 milyona kadar yükseliyor. Kiralar ise, kenar semtlerdeki yıkık-dökük bir ev için 2 bin liradan başlarken, lüks semtlerde 30 bin liranın üzerine çıkabiliyor. Bu fiyatlar 81 şehirde de pek farklılık göstermiyor.
Zaten son günlerde haber bültenlerinde kiracı ile ev sahibi arasındaki tartışmalara-kavgalara, ev sahiplerinin kiracının evinden çıkması için para tekliflerine şahitlik etmiyor muyuz?
Önümüzde yeni eğitim-öğretim yılı var. Üniversiteler de açılıyor. Öğrencilerin barınma sorunu yine gündeme gelecek. Yapılan araştırmalara göre sadece 100 öğrenciden 8’i devlet yurtlarında kalma imkanına sahip. Ev kiralarına paralel olarak özel yurt fiyatlarının da fahiş yükseldiği bir dönemde ailelerden sonra çocuklarının da barınma sorunu büyük bir sosyal yaraya dönüşeceğe benziyor.
Devleti, ülkeyi yönetenler, bu konuda tedbir almadıkları takdirde, bu kış ülkemizi bekleyen en önemli sorunun evsizlik-barınma sorunu olması kaçınılmazdır.
Sevgiyle kalın.
YORUMLAR