Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Kontaz

GEÇMİŞİMİZE IŞIK TUTAN GAZ LAMBALI VE SOBALI HAYAT


Bizler İnsanlar olarak Tabiatımız ve maneviyatımız gereği yaşadığımız eski günlerimize gidelim hep birlikte… N e dersiniz? Aslına bakarsanız bizler doğa ile baş başa, doğanın merkezinde yaşadığımız o güzel günlerimizi hatırlamıyor ve özlemiyor değiliz. Geçmişimizde yaşadığımız özlem dolu hayat bizleri, çocukluğumuzun geçtiği Kerpiçli, taş duvarlı, evlerde yaşadığımız o yıllarda Gaz Lambalı ve Sobalı evlerdeki yaşantımızı asla unutmuyoruz.
Tarihi geçmişimiz hafızalarımızda yer kazımaya devam ediyor. Unutulmaz bir yaşam tarzımız vardı. O yıllarımızda
Kuzineli odun sobalarının üzerinde pişen sıcacık çay kokusuyla uyandığımız sabahlara, aile bireylerimizle hep birlikte oturduğumuz kalabalık kahvaltı sofralarımız vardı. Hepimizin çok iyi bildiği o yaşantımız, sahip olduğumuz manevi değerlerimizdir. Çünkü sahip olduğumuz, unutamadığımız, unutturmadığımız, yâd ettiğimiz bu değerler sayesinde kendi iç güzelliğimize yolculuk edelim dedik.
Yıllar sonra bile unutamayacağımız bir kültür oluştu benliğimizde. Açıkçası bizler, ailelerimizle yer sofrasında çay içtiğimiz, komşu teyzelerin ihtiyaçlarına yetiştiğimiz, bakkal amcaların abur cuburları elimize tutuşturduğu, yaramazlık yapmaktan geri kalmadan baş tacı edildiğimiz misafirlik evlerindeki günleri unutmak mümkün mü, o günlerin tadına doyamadık. Küçük şeylerden mutlu olmayı bilen insanoğlunun değerinin bu derece anlaşıldığı ve insani kıymetinin farkına varıldığı bir dönemden bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda ise, eski yaşantımızdan eser kalmamış. Birçok güzelliğin içerisinde doğup büyüdüğümüz o yıllarda ailelerimizden öğrendiğimiz kültür, eğitim ve ahlaki yönlerimizle başlayan ve doya doya tatbik eden bizlerin; unutulmaya yüz tutmuş, manevi yönü çok daha ağır basan bu kültürel değerlerimizi, gelecek nesillere aktarmanın şart olduğunu görüyoruz. İçerisine doğduğumuz, mutlu çocuklar ve yetişkinler olduğumuz toplumumuza ait bu kadim değerlerimizi, bilinçli bir şekilde işleyerek geçmişten günümüze taşıyan nesil olmalıyız. Mazi ile atiyi birleştirebilmeli aynı zamanda da toplumsal hafızamıza sahip çıkmalıyız. Yalnız olmadığımız, her şeyin üstesinden imece usulü geldiğimiz günlere ivedilikle geri dönmeliyiz…
Şimdi yaşadığımız hayat ise 70 ve 80 li yıllardaki yaşantımızdan eser kalmadı. Geleceğimizi şekillendiren Çocuklarımıza ve yeni kuşak gençlerimize, eğitiminden sağlığına kadar her alanda hep birlikte onlara sahip çıkmalıyız. Çünkü onlar bizim çocuklarımız ve geleceğimize ışık tutan gençlerimizdir.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER