Tekdemir; “Yeni Eğitim-Öğretim yılına çözümlerle girelim”

Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, Diyarbakır’da geride kalan eğitim ve öğretim sezonunun değerlendirerek, önümüzdeki eğitim ve öğretim sezonuyla ilgili önerilerde bulundu.  Eğitim-öğretim hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden, deprem felaketinin etkilediği illerde fedakârca görev yapan bütün eğitim çalışanlarına teşekkür eden Tekdemir, “Yeni Eğitim ve Öğretim yılına dair çözümlerle girelim” dedi.  Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen […]

Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, Diyarbakır’da geride kalan eğitim ve öğretim sezonunun değerlendirerek, önümüzdeki eğitim ve öğretim sezonuyla ilgili önerilerde bulundu.  Eğitim-öğretim hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden, deprem felaketinin etkilediği illerde fedakârca görev yapan bütün eğitim çalışanlarına teşekkür eden Tekdemir, “Yeni Eğitim ve Öğretim yılına dair çözümlerle girelim” dedi.

 Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, 2023-2024 eğitim-öğretim sezonuyla ilgili önerilerde bulundu.

Deprem felaketi gibi ağır imtihanlar ile sürdürülen 2022-2023 eğitim-öğretim yılını tamamlandığını hatırlatan Tekdemir, “Bu zorlu süreçten geçip karnelerini alıp yaz tatiline giren bütün öğrencilerimizi tebrik ediyor; sağlıklı, huzurlu, bereketli ve hayırlı bir tatil süreci geçirmelerini diliyoruz. Eğitim-öğretim hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden, deprem felaketinin etkilediği illerimizde fedakârca görev yapan bütün eğitim çalışanı arkadaşlarımıza ise gönülden teşekkür ediyoruz” dedi.

Tekdemir, geride kalan eğitim-öğretim yılında yapılan iyileştirmelere ve alınan mesafelere rağmen devam eden, çözüme kavuşturulamayan sorunların varlığını sürdürdüğüne işaret ederek, “Bugün bu sorunları, yerel ve genel uygulamalara bakan yönleriyle kalıcı çözüme kavuşturulması ümidiyle yeniden ele alıyoruz” diye konuştu.

“ÖĞRENCİLER DE TELAFİSİ ZOR EĞİTİM KAYIPLARI OLUŞMUŞTUR”

Tekdemir, şunları söyledi:

“Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta yaşanan depremde Diyarbakır ilimizin de afet bölgesi kapsamına alınarak değerlendirilmesini doğru bir karar olarak değerlendiriyoruz. Ancak bu kararla birlikte ikinci dönem eğitim-öğretimin geç başlatılması, birinci dönemin yeterli görülmesiyle ikinci dönemin kapsam dışı bırakılması okullarda eğitim-öğretimi fiilen bitirmiş, öğrencilerde telafisi zor eğitim kayıpları oluşmuştur.

Deprem nedeniyle afet kapsamına alınan ilimizde eğitim çalışanlarına ödenen tazminat ve fazla çalışma ücretinden bütün ilçelerimizin yararlanamaması, yalnızca altı ilçenin yararlanması eğitim çalışanları arasında ayrımcı bir uygulama olarak karşılanmıştır. Depremi fiziki ve psikolojik açıdan aynı oranda hatta daha fazla yaşamış ilçelerin bu kapsama alınması için gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır.

Okulların yardımcı personel ve donanım ihtiyacı karşılanmalı, okullara gönderilen doğrudan ödeneklerin miktarlarında artış yapılmalıdır. Yardımcı hizmetler personeli istihdamında hizmet alımı uygulamasına geçilmelidir. Okullar arasında nitelik farkına neden olan fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri tamamlanmalıdır.

Yık-Yap kapsamına alınan okullarımızın inşaat ve onarım süreçlerinin hızlı bir şekilde tamamlanması, ayrıca depremden etkilenen ağır hasarlı ve güçlendirilme çalışması yapılacak okulların yeni eğitim-öğretim yılına yetiştirilmesi için inşaat, onarım ve güçlendirme çalışmaları ivedi bir şekilde tamamlanmalıdır.

“DYK’LARIN GÖRÜNÜRLÜĞÜ ARTIRILMALIDIR”

Destekleme ve Yetiştirme Kursları’nın (DYK) verimliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarda yetersiz kalınmış, öğrencilerimizin eğitim süreçlerine katılımı konusunda teşvik edici uygulamalar gerçekleştirilememiştir. İl-ilçe merkezlerinde ve okul bünyelerinde DYK komisyonları oluşturularak sürecin takibi yapılmalı; velilerle ve öğrencilerle rehberlik faaliyetleri etkin kılınarak DYK’ların görünürlüğü artırılmalıdır.

“ETÜT DİYARBAKIR UCUBESİNE SON VERİLMELİDİR”

Etüt Diyarbakır uygulaması ile sadece belirli kurs merkezlerinde uygulanması kararlaştırılan Destekleme ve Yetiştirme Kursları Öğrencilerin kurslara erişimlerini kısıtlamış, kurslarda görev almak isteyen öğretmenlerimizi mağdur etmiştir. Yeni dönemde Etüt Diyarbakır ucubesine son verilmelidir.

Okul Öncesi okullaşma oranlarının artırılması kapsamında okul sahalarının ve bahçe alanlarının butik anaokullarına dönüştürülmesi, farklı imkan ve arayışlala çözüm üretilmemesi okullarda sosyal alanların tahrip edilmesine yol açmıştır.

Mesleki Eğitim Merkezlerine kayıt alımında istatistik kaygılar ön planda değerlendirilmiş, MESEM’ler üzerinden gönderilen yüklü ödenekler Mesleki Eğitimde nitelik ve istihdamın artış oranları ile uyumlu seyretmemiştir. Belirli okullarda yoğunlaşan öğrenci artışına bağlı olarak kalabalık sınıf ortamlarını rahatlatacak etkili çözümler geliştirilememiştir. Bu durum öğrencilerin derse aktif katılımını olumsuz yönde etkilemiş, öğretmenlerin fazladan eforla daha fazla yıpranmasına yol açmıştır.

-İl ve ilçe yöneticilerinin görevden alınma ve göreve getirilme biçimleri ile ilgili uygulamalarda ehliyet ve liyakat ilkesi gözetilmemiştir. Yönetici değişikliklerinde yaşanan hareketlilik güvensizlik ortamı oluşturmuş, yönetim hizmetlerinde ve şehrin eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesi sürecinde verimlilik düşmüştür”

Tekdemir, eğitim çalışanları boyutunu da şöyle değerlendirdi:

“Diyarbakır ilimizde taşra ilçelerimizin banka promosyonları konusu da önemli mağduriyetlere yol açmıştır. Banka promosyon anlaşmalarını imzalayan il ve ilçeler arasında fiyat fakının oluşması eğitim çalışanları arasında huzursuzluğa, kazanımlar arasında eşitsizliğe neden olmaktadır. Yazılı ve sözlü tüm girişimlerimiz ve iyi niyetli çabalarımıza rağmen bankalardan da kaynaklı nedenlerle mağduriyetler oluşmuştur.  Promosyonlar konusundaki eşitsiz uygulamaların ortadan kaldırılması Milli Eğitim Bakanlığı’nın kesin ve net bir düzenleme yapmasına bağlıdır. Banka promosyonları konusu Bakanlık uhdesine alınarak tek elden yürütülmelidir.

Kırsal bölgelerde çalışan öğretmenlerimizin ve diğer eğitim çalışanı arkadaşlarımızın yol yardımı, servis ücreti ve yemek yardımı konusunda desteklenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

Hizmet puanlarını artırımlı almak amacıyla eğitim çalışanları tarafından açılan davalarda dava masraflarından ötürü çok sayıda mağduriyet oluşmuş durumda. Kendi personelini mahkeme koridorlarında hak aramaya iten Milli Eğitim Bakanlığının geçmiş uygulamalarında örneği görüleceği üzere dava masraflarından feragat etmelidir. Yapılacak yeni düzenleme ile geçmiş mağduriyetler giderilmelidir. Aşçı ve aşçı yardımcılarının görev tanımlarını içeren daha net bir çerçevenin belirlenmesi ve açıklayıcı mevzuat hükümlerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen olarak atanacaklarda aranacak şartlar arasında adaylık süresi dâhil en az dört yıl öğretmenlik yapmış olmak hükmüne uyulmamış, çelişki oluşturacak şekilde proje okulları ilk atamaya açılmıştır. Bu durumun ivedilikle düzeltilmesi gerekmektedir. Eğitime zaman ve para ayırmak hem bireysel hem de toplumsal anlamda beşeri sermayeye ayrılan yatırımdır. Bu gerçekten yola çıkarak dile getirdiğimiz tüm sorunların çözümü yine ülkemize ve eğitim sistemine katkı sunacaktır. Yeni eğitim-öğretim yılında kronikleşmiş sorunların çözüme kavuşmasını temenni ediyor, fedakârca görevlerini sürdüren tüm eğitim camiasına emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz”

Exit mobile version