Özellikle sonbahar, kış ve bahar aylarında mevsimsel geçişlerde sıkça yaşanan üst solunum yolu enfeksiyonları, doğru tedavi edilmediğinde bazen ciddi sorunlara sebebiyet verebiliyor. İstanbul gibi metropol şehirlerde hem kalabalık hem de hava kirliliği nedeniyle bu tür hastalıklar çok daha fazla görülebilmektedir.
Mevsimsel hastalıklar ve antibiyotik kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Çocuk Uzmanı Dr. İbrahim Kandemir, ebeveynlere önemli uyarılarda bulundu.
Kandemir, “Sonbaharda, kış ve ilkbahar aylarında özellikle okul açık olduğu dönemlerde havalandırma da yaz gibi olmuyor. Hem çocukların bir arada olması hem de yeterince havalandırma yapılamaması ve diğer etkenler çocukların arasında enfeksiyonun hızla yayılmasına sebep oluyor. Bunları önlemek için hijyen tedbirleri almak gerekiyor.” dedi.
“Enfeksiyonları önlemede net bir çözüm yok”
Ailelerin bazen çocuklarının enfeksiyon kapmaması için ne yapmaları gerektiğini sorduğunu hatırlatan Kandemir, “Eğer çocuğun bağışıklığı yoksa maalesef sınıf içerisinde bir şekilde kapıyorlar. Bilimsel araştırmalarda ne olarak ‘şunu kullanırsanız enfeksiyon kapmazsınız’ diye bir madde yok. Aşılar enfeksiyonu engellemede etkili olabilir. Yeni doğan bebeklerde özellikle prematüre bebeklerde RSV için aşı yapıyoruz. Bu aşı bir ay boyunca koruyucu oluyor. Rutin çocuk sağlığı aşıları da bir şekilde solunum enfeksiyonlarına karşı etkili olabiliyor. Kızamık da bir solunum yolu enfeksiyonu ve bunun da aşısını yapıyoruz. Tabi aşılar belli başlı enfeksiyonlara karşı koruyuculuk sağlar. Çok sayıda enfeksiyon var ve onlara karşı elimizde net bir aşı yok.” diye konuştu.
“Ebeveynler ve girerken üstlerini değiştirmeli, ellerini sabunla yıkamalı”
Okul yaşında olmayan ve zamanlarının büyük bir bölümünü evde geçirmelerine rağmen sıkça hastalanan çocukların anne-babalarının eve taşıdığı virüsler nedeniyle hastalanabildikleri belirten Kandemir, ebeveynlerin eve gelir gelmez üstlerini değiştirip ellerini sabunla yıkamalarının faydalı olacağını ifade etti.
Kandemir, “Biz gripsek, burnumuz hafif akıyorsa bu çocukta bronşite neden olabilir. Mesela RSV bizde sadece nezle yapar ama çocuklarda zatürreye kadar gidebilir. Özellikle prematüre doğan bebeklerde. O yüzden ebeveynler maske takar, ellerini sık sık yıkar, gerekirse kolonya ve dezenfektan ile temizlerse ve çocuğa çok fazla yakınlaşmazsa, öpmezse bulaşıcılık biraz daha engellenebilir.” şeklinde konuştu.
“Bağışıklık sistemlere güçlü olmayan çocuklar virüslerden erken etkilenir”
İstanbul’un çok kalabalık bir şehir olması hasebiyle temizliğe ne kadar dikkat edilirse edilsin mikropların hava yolu ile dahi bulaşabileceğini aktaran Kandemir, “Kişi öksürdüğünde tüm odaya yayılan enfeksiyonlar var. Mesela kızamık bunlarda birisidir. Buna karşı bir AVM’ye girdiğinizde bu tür bir enfeksiyon varsa saatlerce havada asılı kalabiliyor. Arkadan çocuk geçerken bile bu virüsü kapabiliyor. Zaten bağışıklığı sistemleri çok kuvvetli olmuyor. Daha önce böyle bir enfeksiyon geçirmediği ve vücudunda antikor da olmadığı için saatler içerisinde enfeksiyon belirtileri başlıyor.” ifadelerini kullandı.
“Antibiyotik kullanımımda doktor tavsiyesine uyulmalı”
Antibiyotiklerin belli yaşlarda özellikle çok ciddi yan etkileri olabildiğini vurgulayan Kandemir, antibiyotik kullanımı ile ilgili şu hatırlatmalarda bulundu:
“Gelişigüzel kullanmamak gerekir. Mesela bazı antibiyotikler 8 yaşın altında kullanıldığında kalıcı kemik rahatsızlıkları oluşturabilir. Bazı antibiyotikler belli bir yaşın altında kullanıldığında ameliyata varan bir duruma sebep olabilir. Bunlar hep doktorun ilaç yazarken hesap ettiği riskleridir. Yara-zara dengesini hesap ederek verdiği tedavilerdir. Dolayısıyla aile bu riski bilmeden kendi başına kullanırsa çocuğu riske atar. Ancak doktor antibiyotik yazdıysa ihtiyaç olduğu için yazmıştır. Eğer doktor yazdığı halde kullanılmazsa bu defa özellikle bir yaş altı çocuklarda yoğun bakıma kadar ilerleyen bir süreç olabilir. Bazen aile kulak iltihabından antibiyotik kullanmayı reddederse menenjit bile gelişebilir.” (İLKHA)