Malatya’daki hekimler ve vatandaşlardan işgal rejimine tepki

Siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yönelik düzenlediği barbar saldırılara tepki gösteren hekimler, tıp öğrencileri ve vatandaşlar, Sağlık Bakanlığına çağrıda bulunarak, işgal rejimi destekçisi ilaç firmalarını boykot edilmesini istedi.

Filistin’de yaşanan insanlık dramı yürek sızlatmaya devam ediyor. Dünya bu katliama kör, sağır ve dilsiz kalırken Türkiye’nin duyarlı insanları da kısık sesle de olsa bu soy kırıma tepki gösteriyor.

Hastane bombalayan, çocuk, kadın, yaşlı, doktor ve gazeteci ayırmadan büyük bir katliam yapan siyonist işgal rejimine Malatya’da görev yapan hekimler, tıp öğrenciler ve vatandaşlar ” Sessiz Yürüyüş” ile tepki gösterdi.

Yürüyüşe Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli ve bazı STK’lar da destek verdi.

“283 sağlık çalışanı öldürüldü”

Doğa Cadde AVM önünde başlayan yürüyüş sonrası açıklama yapan Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, şöyle konuştu:

İşgalci israilin, Filistin’de on yıllardır devam ettirdiği sistematik işgal ve zulüm; 7 Ekim’den bu yana, soykırımdan başka hiçbir kelimeyle anlatılamayacak boyutlara ulaşmaktadır. Bu katliam bütün dünyanın gözü önünde devam etmekte ve gücü yetenler ise sessizce izlemektedir.

İnsan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal edilerek binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katledilmiştir. Ayrıca tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumu da engellenerek küvözdeki bebeklerin dahi ölümüne neden olunmuştur.

Gazze’de geçtiğimiz hafta itibariyle 283 sağlık çalışanı öldürüldü, son iki ayda Birleşmiş Milletler tarihindeki en ölümcül çatışma yaşandı; 7 Ekim’den bu yana israil tarafından bombalanan 24 farklı hastane ve hizmet dışı bırakılan 100’den fazla ambulans da dahil olmak üzere Gazze’deki sağlık tesislerine toplamda 212 saldırı düzenlendi.”

“israilin tutukladığı doktorların akıbeti bilinmiyor”

Gazze’de Şifa Hastanesi Başhekimi Muhammed Ebu Salmia’nın 22 Kasım’dan bu yana siyonist işgal rejimi tarafından alıkonulduğunu ve diğer birçok doktorun da akıbeti hakkında bir bilgi olmadığını hatırlatan Özkan konuşmasına şöyle devam etti:

Rantisi Çocuk Hastanesi bombalandı.

El-Naser Çocuk Hastanesi bombalandı.

Gazze’nin tek göz hastanesi bombalandı.

Gazze’nin tek Ruh Sağlığı Hastanesi bombalandı.

Vefa Rehabilitasyon Hastanesi bombalandı.

Vefa Rehabilitasyon Hastanesi’nin hemen yanındaki üst düzey sağlık tesisi bombalandı.

El-Durra çocuk hastanesi 12 Ekim’de yasaklı beyaz fosforla hedef alındı.

Şu anda kuzeyde faaliyet gösteren tek hastane olan Endonezya Hastanesi, bombalanırken hâlâ hastaları tedavi etmeye çalışıyor.

Şifa Hastanesi bombalandı.

Gazze’deki iki tıp fakültesi ve Gazze İslam Üniversitesi bombalandı.

El-Ezher Üniversitesi Tıp Fakültesi bombalandı.

Sınır Tanımayan Doktorlar ambulans konvoyu bombalandı.

Kızıl Haç Ambulans konvoyları bombalandı.

“Gazze’de 35 hastaneden 26’sı kullanılamaz durumda”

Filistin’de Bulaşıcı hastalıkların da yaygınlaştığını belirten Özkan, “Gazze’deki 35 hastaneden 26’sı şu anda hizmet dışı. Dokuzu yalnızca kısmen işlevsel durumda. Bu hastaneler aynı zamanda ülke içinde yerinden edilmiş binlerce kişiye de barınak sağlıyor. Yakıtın tükenmesi nedeniyle hastanelerin kapanması sonucu artık kuzeydeki yaralıları tahliye etmek imkansız halde, bunun yerine hastalar ölüme terk ediliyor. Geçtiğimiz hafta itibariyle 7 binden fazlası çocuk olmak üzere 18 binden fazla Filistinli öldürüldü, binlercesi ağır olmak üzere en az 46 bin kişi yaralandı.” dedi.

Hekimler ve sağlık çalışanlarını siyonist rejime ortak tepki göstermeye davet eden Özkan, Sağlık Bakanlığına seslenerek siyonist işgal rejimi destekçisi ilaç firmalarını boykota şu sözlerle çağırdı:

“Biz hastanelerimizde muadilleri olan ve İsrail’e destek veren ilaç ve tıbbi malzeme firmalarının ürünlerini istemiyoruz. Hastanelerimizde İsrail’e destek veren hiçbir gıda ürününün satışını kabul etmiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri, NATO… Sizlere sesleniyoruz: Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu zulme karşı koymak için daha neyi bekliyorsunuz? Yoksa kimin insan, neyin insan hakkı olduğuna birilerinin çıkarlarına göre mi karar veriliyor?

Buradan tüm dünyadaki hekimler, sağlık çalışanları ve vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz!

Kanıksamayacağız!

Normalleştirmeyeceğiz!

Sindirilmeyeceğiz!

Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!” (İLKHA) 

Exit mobile version