Türkiye’de 68 bin öğretmenin atama beklediğine dikkat çeken Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, devlette tasarrufun mutlaka olması gerektiğini ancak tasarruf edilmeyecek birinci alanın eğitim olduğunu ifade etti.
Türkiye’de yıllardır bin bir emek vererek okuyan öğretmen adaylarının “atama” çilesi bitmek bilmiyor.
Her sene atama hayaliyle bekleyen binlerce öğretmen adayı, atama olmayınca ya işsiz kalıyor ya da hiç alanı olmadığı farklı mesleklerde çalışmak zorunda kalıyor.
Eğitim Bir-Sen Malatya 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Hüseyin Söylemez, atama bekleyen öğretmenler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 yılı genel seçimler öncesi kamudan kaldırılacağı ancak geçen süreye rağmen hala devam eden mülakatla ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Öğretmen atamalarının sadece bu yıla maruz bir sorun olmadığını, birçok zaman bu sıkıntının yaşandığına vurgu yapan Söylemez, “Bazı dönemlerde ciddi sayıda alım olurken, bazı dönemlerde özellikle mali sıkıntılarından dolayı kontenjan sıkıntısı olabiliyor. Bu yıl da bunu yaşıyoruz. Aslında şu ana kadar bir atamanın olması gerekiyordu. Yılda iki atama bekliyorduk. Dokuz on aylık bir süreçtir henüz bir atama olmadı. Atamanın olmaması şurada kalsın, bir kontenjan açıklanmadı, bir takvim verilmedi ve bu noktada bir bakıyorsunuz Maliye ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında birtakım sıkıntılar yaşanabiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı zor durumda kalabiliyor. Ama anlayamadıkları bir durum var. Devlette tasarruf mutlaka olmalı. Ama tasarruf edilmeyecek birinci alanın eğitim olduğunu unutuyoruz. Eğitimsiz bir toplumda ne yaparsanız yapın, ne ticareti yaparsanız yapın, hangi alanı geliştirirseniz geliştirin, siz oradan zarar edeceksiniz. Dolayısıyla bu konuda hiçbir zaman tartışmaya girilmeden bir dersin, bir öğrencinin boş bırakılmayacağı kadar bir önlem alınmalı. Bugün 68 bin öğretmen atama bekliyor. Bir defaya mahsus olarak tüm ihtiyaçların giderilmesi, bu ihtiyaçlar giderildikten sonra emekli olanların yerine ya da oluşan yeni norma göre ihtiyaçların tekrar atanmasının konuşulması lazımken, Maliye Bakanlığı’nın bugünlerde ‘biz kamuda emekli olan kadar memur alacağız’ cümlesini öğretmenler için kullanması bir talihsizliktir. En kısa zamanda bununla ilgili bir açıklama bekliyoruz.” çağrısında bulundu.
“Sağlıklı bir mülakatın bu memlekette yürüme ihtimali yoktur”
Bu kadar emek veren öğretmen adaylarının, kimsenin mülakat kelimesiyle tedirgin etmeye hakkının olmadığına vurgu yapan Söylemez, şöyle devam etti:
“Bu memlekette yıllardır mülakat yapıldığı dönemlerde şaibeler karışmıştır. Sağlıklı bir mülakatın bu memlekette yürüme ihtimali yoktur. Siz ne kadar iyi niyetli olursanız olun. ‘Bizim amacımız iyi bir öğretmen yetiştirmek için 45 dakikalık bir mülakat yapmak’ deseniz de buna hiç kimsenin inanası gelmiyor. Onun için sadece elemek için bir bahane arıyorsak, bırakın artık. Şu memlekette zaten hepimiz farklı düşünüyoruz. Sağcısı, solcusu İslamcısıyla. Terörist değilsek, silah kullanmıyorsak, ahlaksız değilsek, hırsız değilsek, bu memlekette hepimizin farklı düşünmesi ve yaşama hakkı vardır. Dolayısıyla bir dönem biri zulmeder. Öbür dönem başkası zulmeder. Biz bu zulmü ortadan kaldırmak ve güven ortamını tesis etmekle mükellefiz. Bugün hangi aileden, hangi kökenden olursa olsun, fakir fukara aileler gelip emek vermiş bu çocuklar mezun olmuşsa, bu çocukların KPSS puanına göre bir an önce atanması gerekiyor. Mülakat kelimesinin de ortadan kaldırılması lazım. Bizi sevindiren bir gelişme cumhurbaşkanımızın ‘mülakat kamudan kalkacak’ cümlesiydi. Bu cümle havada bırakılması çok doğru bir şey değil. Sayın Cumhurbaşkanımız mülakat kamuda kalkacak diyecek. Siz bugün tekrar ben mülakatı sağlıklı bir şekilde 45 dakikada yapacağım. Böyle bir çelişki olamaz. Dolayısıyla bu cümlenin bir daha kullanılmaması ve bu memlekette özel alanlar dışında mülakatın tamamen ortadan kaldırılmasını bekliyoruz” (İLKHA)