HÜDA PAR Malatya İl başkanı iken 31 Mart yerel yönetimler seçiminde partisinin Malatya Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak seçimlerde yarışan Mehmet İlker Dönmezer (49), evde yatsı namazını kıldığı esnada, son rekatın secdesinde iken kalp krizi geçirdi. Haber verilmesi üzerine ambulansla Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine kaldırılan evli ve 3 çocuk babası Dönmezer, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen vefat etti.
Dönmezer için Malatya Şehir Mezarlığında cenaze töreni düzenlendi. Öğle namazına mütaakip kılınan cenaze namazına; HÜDAPAR Genel Başkan Vekili İshak Sağlam, Genel Başkan Yardımcıları Hüseyin Yılmaz, Hamdullah Tasalı, Mahmut Şahin, GİK Üyeleri Zekeriya Gezer, Hasan Şahin Parti sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi önceki dönem başkanı Osman Güder, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri, parti üyeleri, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“İlker başkanımız ‘Benim de istediğim secdede ölümdür’ diyordu. Allah, kendisine nasip etti”
Cenaze namazı öncesi bir konuşma yapan Malatya’nın kanaat önderlerinden Mahmut Yayla, “Muhammet İlker kardeşimiz. Allah kendisine gani gani rahmet eylesin. Son 15 senedir onun imanına şahit olduk. Onun çalışmalarına şahit olduk. Onun Gazze ile ilgili olarak, İslam ümmetiyle ilgili olarak, Müslümanlarla ilgili olarak, ümmetin uyanışıyla ilgili olarak ve Müslümanların idareyi ele geçirme adına bir çaba bir gayret içerisinde olduğunu gördük. Kardeşimizin çalışmalarına ve fedakarlığına bizatihi şahitlik ettik. Bu kardeşimiz cesur, Mümin, Müslüman Fedakâr, mert, akıllı, karar alabilen, ümmetten yana karar alabilen bir kardeşimizdi. Peygamber Efendimizin dediği gibi ‘nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz’ Bu kardeşimizin ölümü de yatsı namazını evde kılarken son rekâtın secdesinde ruhunu Rahman’a teslim ediyor. Hem Gazze ile ilgili olarak hem de memleketimizde meydana gelen bazı olaylar neticesinde güzel ölümler anlatıldığında, birçok kardeşimiz de buna şahittir. İlker Başkanımız ‘Benimde istediğim secdede ölümdür’ diyordu. Allah’u Teâlâ secdede ölümü bana nasip edecekse şimdi canımı alsın’ dediğine şahit olduk. Ve bu güzel ölümü onun bir şahitliktir.
“İlker başkan Gazze ile ilgili yapılan çalışmalarda çok mütevazi idi”
Yayla “Malatya’daki STK’lar olarak Gazze ile ilgili olarak neler yapabiliriz? Çalışmalarımıza katılmak istediğini söyledi. İlker Başkan bu çalışmalarda, bir siyasi parti olarak değil, bir STK üyesi gibi davranıyordu ve çok mütevazi idi. Ve bu STK’lardaki kardeşlerimiz tarafından da bu şekilde kabul görülmüştü. Kendisinin de bulunduğu STK’ların Kürecik NATO Radar Üssü’nün kapatılması ile ilgili Bayramın 3’üncü günü bir konvoyun oluşturulması ve Küreciğe gidilmesi talebi vardı ancak Vali Bey konvoya izin vermedi. Sonradan toplantıda şu anda taziyesini yapacağımız Kernek Karagözlüler Camii bahçesinde bir basın açıklaması yapılmasına karar verildi. Bu kardeşimiz partinin bayramlaşma programını iptal etti ve yarın ki Cuma günü yapılacağı planlanan basın açıklamasında STK’lar ve Malatya halkıyla bir araya gelerek bayramlaşıp kucaklaşmayı istemişti. Kardeşlik ve ümmet adına bu kararından dolayı kendisiyle gurur duyduk” diye konuştu.
Kılınan namazın ardından Dönmezer’in cenazesi, yoğun bir araç konvoyu eşliğinde Yeşilyurt ilçesinde bulunan Hamidiye Mezarlığında tekbir ve salavatlar eşliğinde defnedildi.
“Biz bir dava kardeşimizi kaybettik”
Defin işleminin ardından bir konuşma yapan HÜDA PAR GİK Üyesi Zekeriya Gezer, “Biz bir dava kardeşimizi kaybettik. Biz onu sonsuz Rabbimin rahmetine tevdi ettik bugün. Onun için üzülüyoruz, olabilir. Ama unuttuğumuz bir şey vardır ki Allah’ın rahmet perdelerinin arkasında sakladığı nice nimetler vardır, sırlar vardır. Ümmetin acı imtihanlardan geçtiği bu dönemde zalimlerin yek vücut olup İslam ümmetini yok etmeyi ahdettiği bir dönemde, Müslümanların hor hor uyuması, ümmetten habersiz olması, ağlayan Kudüs’e virane kalması, ağlayan Kur’an’a virane kalması, burada canını veren kardeşimizden çok daha acı vermektedir yüreğimize. Zalimler, israil, Amerika, İngiltere başta olmak üzere onların yandaşlığını oluşturan tüm dünya zalimleri tek bir şey istiyorlar. Allah’a dayanmış o güçlü şükürlerini ve sağlam imanlarını kırmaya çalışıyorlar. Onların uğrunda bir avuç toprak yoktur. Onlar toprak peşinde değiller. Ailesinden 60 kişiyi şehit veren bir daha adamının (İsmail Heniyye) evlatlarının şehadeti duyduğu ondaki o metaneti, o Allah’a dayanması bu davanın kendisine yüklediği sorumluluğuna bakması, yoluna devam etmesi, bizlere bir şeyler söylemiyor mu? Ölümü, ölüm dünyaya olan bağlılığımızı, hayallerimizi, tasa yollarımızı inşa etmeye çalıştığımız dünya hayatının zevk ve sefasını hala öldürmediğimiz içerimizde. Zalimler bir olmuş, ama aziz ve celil olan Allah, Allah’ın şanı çok güzeldir. Allah’ın kudreti önünde hiç kimse duramaz. Ve sabah yakındır. Biz gecenin uzunluğuna aldanıyoruz. Ey Müslüman kardeşlerim sakın buna aldanmayınız. Allah’u Teâlâ’ya kulak verelim. Sabah yakın değil mi? Vallahi yakındır size müjdeler olsun. Kudüs’ü kurtaracağımıza iman etmiştik hepiniz. Zalimler Allah’ın gücünün karşısında dayanamazlar. Zira biz biliyoruz ki hiç kimse Allah’a karşı gelemez. Ama ey insanlar ölüm gerçeği yüreğimizi sıkmalı, bizi uyandırmalı, dünyevi hesaplarımızı, kaygılarımızı inşa etmeye çalıştığımız geleceğimizi, sözüm ona istikbalimizi öldürmelidir. Allah’u Teala ölümü hayattan önce saydı. Hayat ölümden sonra geliyormuş meğerki. Biz yaşayıp öldüğümüzü zannediyorduk. Hayır, hayır, öldükten sonra hayat başlıyormuş. Bir tohum misali, toprağa defnedersin, üzerine yağmur yağar, onu korumaya alırsın, toprağın dibinde fedakârlık yapar. Kök salar. Kendini feda eder. Ama yeryüzünde filizlenmeye başlar. Ağaca dönüşür, ormanlığa dönüşür. Ey insanlar, hayatınızın bir bölümü öldürüldükten sonra hayat o zaman başlar. Gecenin bir kısmını öldürürsek, gece ihya olunur. Kazandığınız malların bir kısmını zekatla öldürürseniz, hayatınız ve mallarınız ihya olur. Öyle ise dünyamızı feda ettiğimizde ukbamız ihya olunacaktır. Bu Allah’ın vaadidir” ifadelerini kullandı.
“İlker kardeşim Kudüs’ümüzün hüznüyle yaşadı”
“Filistin’de, Hindistan’da dünyanın dört bir tarafında ‘hala uyanmayacak mıyız’ diyen Kur’an’a ne zaman kulak vereceğiz?” diyerek konuşmasına devam eden Gezer, şöyle devam etti:
“İşte kulak verenlerden biri İlker kardeşimizdi. Öyle bir hassasiyeti var ki geçen hafta kendisiyle yolculuk yaptık. Üzülüyordu ve dua istiyordu. ‘Dünyadan bıktım’ diyordu. Allah’ın razı olacağı anda canımı vermem gerektiğine iman etmişim. Ya Rabbi ‘Ne zaman benden razı olacaksan o zaman canımı benden al dedi.’ Ölüm önemsiz bir şey. Ölüm o kadar korkulacak bir şey değildir. Hayat nasıl ki Allah’ın bir ayetiyse, ölüm de Allah’ın ayetinden başka bir şey değildir. Onun için ümmetin bu vefat eden kardeşlerimizin şahsında bıraktığı dava şuuruyla bilenmesi, bilinçlenmesi ve davasını sürdürmesi gerekmektedir. O bugün gitti. Rabb’i rahmanına kavuştu. Acaba bizim durumumuz ne olacak farkında mıyız? Ölüm bizi de yakalayacak. Bu alemin sahibi olan Allah, tüm alemlerinin sahibi değil midir? Kaçıp durduğunuz ölüm var ya, kaçsanız bile o sizi yakalayacaktır. Ve yaptığımız açık aşikar ve gizli olan tüm amellerinizi Allah bir bir yüzümüze vuracaktır. Bu gerçekle yaşamamız gerektiğini biliyoruz. İlker kardeşim O Kudüs’ümüzün hüznüyle yaşadı. Belki de tetiklenen hastalığı yani geçirdiği kalp krizi bir şehadet mertebesinin ilk kapısıydı. Onun için ümmet olarak bu kardeşimize vefa borcumuz vardır. Burada onun huzurunda söz veriyoruz Rabbimize. Biz davamıza sahip çıkacağız. Biz dünyevi hesaplar yapmayacağız. Aziz ve celil olan Allah’ın huzurunda, davamıza sadakat yemini edeceğiz. Ve bundan asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Son olarak ya Rabb’im şu zalim israil başta olmak üzere bütün o kafilleri, kahru perişan eyle. Onların birlikteliği temelden sars. Onların kalbine öyle bir korku salki o korkuyla diyar diyar dolaşamasınlar. Evlerinde rahat yatamasınlar. Çarşı pazar dolaşamasınlar. Onların yeryüzündeki rızkını kes, müminlere rahmet et, müminleri uyandır. Kardeşimizi Rabbimizin sonsuz rahmetine emanet ediyoruz. Ahirette onunla cennete buluşmak dileğiyle onun davasına sahip çıkacağıma söz veriyoruz.” (İLKHA)