Fatih Camii’nde öğle namazının ardından bir araya gelen binlerce kişi, ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizler ile Gazze lehine, işgal rejimi aleyhine attıkları sloganlar eşliğinde Saraçhane Parkı’na kadar yürüdü.
Birçok STK’nın desteğiyle Saraçhane Parkı’nda gerçekleştirilen programda, refah sınır kapısının açılması, saldırıların durması ve Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinin işgal rejimi ile yaptıkları ticaretlerin sona erdirilmesi çağrısında bulunuldu.
“Halkı katletmekle direnişi bitirmeye çalıştılar ama direniş ayakta ve direnmeye devam ediyor”
Muhammed Yahya Yıldızhan’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, “5 aya yakın bir zamandır bütün dünya, Gazze’de vahşi bir soykırımı izliyor ve buna destek oluyor. 7 Ekim’de Aksa Tufanının verdiği hezimet karşısında büyük bir kin ve öfke ile siyonist çete, kudurmuş bir şekilde yaklaşık 5 aya yakın bir zamandır insanlara ait her değeri imha ediyor. Bütün dünya da bu vahşete şahitlik ediyor. Siyonist çete, 7 Ekim’de uğradığı hezimet ile birtakım iddialarda bulunmuştu. Gazze halkının iradesini kırıp teslim alacaklardı. HAMAS’ı bitirip güya esirlerini kurtaracaklardı. Gazze halkını katlettiler, Gazze’yi yakıp yıktılar ama elhamdülillah boyun eğdiremediler. 5 aydır bir vahşet işliyorlar ama esirleri kurtaramadılar. HAMAS’ı yok edeceklerdi ama HAMAS dimdik ayakta ve cihada devam ediyor, siyonistleri zelil ediyorlar. HAMAS’ı bitiremezler çünkü HAMAS, Filistin halkının iradesi, ümmetin onurudur. Onlarla iftihar ediyoruz ve sonunda galip geleceklerin inanıyoruz. O günleri görmek için de rabbimize dua ediyoruz.” dedi.
“Gazze halkı açlıktan ölümle karşı karşıya kalmışken siyonistlere para kazanacağız diye ürün gönderenleri lanetliyoruz”
Kaya, “Bu süreçte tüm dünya şunu gördü. Bir tarafta zalimler, katiller ve onlara destek verenler var. Diğer taraftan da neredeyse tüm dünya halklarının vicdanı var. Sürecin başından beri tüm vicdan sahipleri ile birlikte meydanlarda, sokaklardayız. Burada olduğu gibi süreç boyunca çoluk çocuğumuzla, dualarımızla, eylemlerimizle, sloganlarımızla, infaklarımızla, tüm kalbimizle kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırdık. Yöneticilerin tüm zafiyetlerine, iş bilmezliklerine rağmen ümmet ayakta. Buradan bir kez daha iktidara sesleniyoruz! 7 Ekim’den bu yana HAMAS’a sahip çıkmanızı takdir ediyoruz ama bunu asla yeterli bulmuyoruz. Özellikle siyonist çete ile hala devam eden ilişkiler, ticari ilişkilerden dolayı hala gemilerle mal sevk edilmesini de lanetliyoruz. Gazze halkı açlıktan ölümle karşı karşıya kalmışken siyonistlere para kazanacağız diye ürün gönderenleri lanetliyoruz. Bu ticaretinizden dolayı hem dünyada hem de ahirette zelil olacaksınız.” diye konuştu.
“Filistin halkı Allah’ın kendilerine verdikleri vazifeyi yerine getirmeye devam ediyor”
Bugün Filistin’de, Gazze’de yeryüzü tarihinin en büyük vahşetlerinden birinin yaşandığını vurgulayan Mahmut Varhan, “75 yıldır suskun kaldığınız bu vahşete, ümmetin çoğunluğu olarak suskun kalmaya devam ediyoruz. Büyük bir felaket icra ediliyor. Elhamdülillah Filistin’de ki kardeşlerimiz kendi imtihanlarını halkıyla vermeye, zulmün karşısında direnmeye, Allah yolunda cihat etmeye, zalimleri dize getirmek için Allah’ın kendilerine verdikleri vazifeyi yerine getirmeye devam ediyorlar. Dolayısıyla Filistin’de bir felaket yok çünkü onlar öldürüldüler de vazifelerini yapıyorlar. Çocukları, kadınları, yaşlıları katledilse de Allah’tan razılar Allah’ta onlardan razı olsun. Peki felaket nerede? Felâket bütün İslam âleminde. Bütün Müslüman toplumlarda. Felaket bizde, felaket ümmeti Muhammed’in çoğunluğunun sinelerinde, kalplerinde, akıllarında, toplumsal hayatlarında. Felaket ümmeti dünyevileşmesinde. En büyük felaket budur.” şeklinde konuştu.
“İslam ümmeti bu laiklik ve demokrasiden kurtulmadıkça iflah olamaz”
Varhan, “Biz bir ümmettik, bir toplumduk, bir devlerdik, bir dinimiz vardı, bir şeriatımız vardı, bir vatanımız vardı Filistin Irak, Şam, onun bir parçasıydı. Ancak içimizdeki çıkarcı hainler, münafıklar ve diğer milletlerden görünürde din değiştirerek ismine Müslüman ismi takanlar bizi böldüler, parçaladılar, topraklarımız taksim ettiler. Bununla da kalmadılar. Kalplerimizi, akıllarımızı, bedenlerimizi böldüler. Dolayısıyla Şam’da oraya çıkan bir sorun, Şamlıların sorunu oldu. Irak’takilerin sorunu Iraklıların sorunu oldu. Bugün Filistin’de ki sorun HAMAS’lıların sorunu oldu. Bizim Müslüman olarak bütün benliğimizi ile bu ulusal devletçikleri reddetmemiz gerekiyor. Bunun neticesinde batılılar ve siyonistler zorla bizim içimizdeki münafıkların elleri verdikleri dipçiklerle bize laikliği ve demokrasiyi kabul ettirdiler. Bu ümmetin başına gelen en büyük felâketlerden biriside budur. Laiklik ve demokrasi bu ümmete içirilmiş, ümmeti öldürmek üzere olan bir zehirdir. Bu zehirden kurtulmadıkça biz bu olayları seyretmeye daha çok edeceğiz. Çünkü bu Filistin’de ki başımıza gelen tek felaket değil, son felakette olamayacak. Sürekli izledim izlemeyi de sürdürüyoruz. Dün Afganistan’ı 20 yıl işgal edenlere karşı, cihat eden mücahitlere, Müslümanların çoğu terörist diyordu. Mücahitlere terörist dedirtenler bu Siyonistlerdi. Değerli kardeşlerim, laiklik ve demokrasiden bu ümmetin derhal kurtulması lazım. ABD, İngiltere, Fransa ve diğer batılı devletler Ortadoğu’da 30 bin Müslümanı neden öldürdüler? Çünkü Ortadoğu’da en demokratik ülke israil ve demokrasinin Ortadoğu’da devam etmesi için israilin ayakta durması gerekiyor. Bunun içinde bütün Filistinlilerin öldürülmesi gerekiyor. Bütün ümmette aynı dert ve sorun var. İslam ümmeti bu laiklik ve demokrasiden kurtulmadıkça iflah olamaz. Çünkü bizim şeriatımız, anayasamız ve hukukumuz var. Elinde kuran, sünnet bulunan bir ümmet utanmıyor mu bu tarihleri boyunca zalim olan batılıların sistemini uyguluyor.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)