Mübarek Ramazan ayının bitmesine sayılı günler kala havaların ısınmasıyla yoğun ve zorlu mesleklerden biri olarak bilinen fırın sektörü çalışanları, işleri gereği yüksek sıcaklık önünde sergiledikleri sabır örneğiyle ibadetin ifa edilmesi noktasında çevrelerine örnek oluyor.
Hava sıcaklığının yanında günün yaklaşık 12 saatini 300 derece sıcaklıktaki fırın ocağının önünde geçiren fırıncılar, bir yandan günlük yevmiyelerini kazanırken öteki yandan üzerlerine farz olan oruç ibadetlerini ifa ediyor.
Fırın sıcaklığının önünde oruçlu halde çalışmanın zor olduğunu belirten 33 yıllık fırıncı esnafı Aydın Apak, ancak orucun farz ibadetlerden olduğu için zorlansalar da mükafatını Allah’u Teâlâ’ndan bekleyerek tuttuklarını söyledi.
Maliyetlerden dolayı çok zorlandıklarını ve ekmek satışının artık eskisi gibi olmadığına vurgu yapan Apak, Ramazan ayı ile birlikte ekmek satışının yarı yarıya düştüğünü ve fırıncıların ekmek ve lahmacundan ziyade yemek pişirimleri ile mutfak görevini görerek ayakta kalmaya çalıştıklarını ifade etti.
“Ramazan ayında havaların ısınmasıyla fırıncılık mesleği daha da zorlaştı ama Allah’ın emri olduğu için orucumuzu tutuyoruz”
Aydın Apak
Apak, “33 yıldır bu mesleğin içindeyim. Mesleğin zorlukları malumunuz. Mesai saatleri çok fazla. Sabah 06.00 akşam 20.00’ye kadar çalışıyoruz. Yani Ramazan ayında havaların ısınmasıyla tabii fırıncılık mesleği daha da zorlaştı. Ramazan ayında havaların ısınmasıyla birlikte fırıncılık çok zorlaştı. Ama Ramazan ayında oruç tutmanın Allah’ın emri olduğu için orucumuzu tutuyoruz. Geçen senelerdeki yaz mevsiminin en sıcak aylarında dahi ustalarımızın hepsi orucunu tutuyordu, çok şükür şimdi de tutuyoruz. Çünkü inancımız gereği orucu tutmak zorundayız. Rabbim herkesin orucunu kabul etsin. Fırıncıların zorluğu çok olduğu için İnşallah Rabbimiz tuttuğumuz orucun ecrini daha fazlasıyla verir diye ümit ediyoruz.” dedi.
“Artık ekmek ve lahmacundan ziyade mahallelerde mutfak görevini görüyoruz”
Malatya kültüründe pide fırınlarının çok önemli bir yeri olduğunu kaydeden Apak, “Biz burada sadece ekmek ve lahmacun yapmıyoruz. Evde ve kasaplarda gelen yemekleri de ha adeta mahallelerde mutfak görev görüyoruz. Yani sadece fırın değil, mutfak görevini de görüyoruz. Tava, ezme, biber, domates yani yemek olacak ve fırında yapabilecek her türlü yemek çeşidi geliyor. Sadece Ramazan’ın sıcaklığı ile değil, mahallelerin mutfak görevini yapıyoruz. Her türlü yemek geliyor. İşimiz zor ama severek yapıyoruz. Zaten bu meslek Malatya’nın bir kültürü haline gelmiş bizde yapıyoruz.” diye konuştu.
“Depremden sonra girdi maliyetleri çok arttı, usta ücretleri 3 katına çıktı”
Girdi maliyetleri ile ilgili de Apak son olarak, “Burada 4 tane usta ve bir tezgâhçı olmak üzere 5 kişi çalışıyor. Ramazan ayında işler hemen hemen yarı yarıya düşüyor. Bide un, odun ve işçilik gibi girdi maliyetlerinin artması işimizi daha da zorlaştırıyor. Örneğin geçen sene ekmek 7 buçuk lira olduğu zaman bir çuval un 450 TL idi şimdi 700 TL. Odun, işçilik aynı şekilde. Depremden bu yana usta yevmiyeleri tam üç katına çıktı. Yani giderler aşırı fazla olduğu için şu anda Malatya’da fırıncı esnafı ekmekten para kazanmıyor. Yani sadece mahallelerin mutfak görevini görerek ekmeğini çıkarmaya çalışıyor.” diye konuştu. (İLKHA)