Bir babanın sudan çıkardığı 4 çocuğundan 5 aylık olan için süt istemesi de kayıtlarda yer aldı. Damla Taku, o gece ekipçe seferber olduklarını ifade ederek, “Bir bebek vakası gelmişti, ‘sele kapılıp gidiyor’ şeklinde. Derin üzüntü hissettim. Benim ailem de olabilirdi orada. Daha önce bu acıyı derinlerde 6 Şubat depreminde de hissetmiştim” dedi.
Batman’da 19 Kasım’da etkili olan sağanağın sele dönüşmesiyle birçok mahallede sel oluşurken, Seyitler Mahallesi 3062’nci Sokak’ta müstakil evin duvarları ile kaldıkları odanın tavanının çökmesiyle sel sularına kapılan Lalihan Güner (49) ile torunları Asenat (3), Habil (7) ve Birgül (9) Güner hayatlarını kaybetti. Yüzlerce ev ve iş yerini su bastı. Selin ardından yapılan hasar tespit çalışmasında ilk etapta selden etkilenen ve iş yeri sigortası olmayan 330 işletmeye toplam 35 milyon 247 bin 229 lira destek ödemesi yapıldı. O gece sadece sel ile ilgili olarak 112 Acil Çağrı Merkezi’ne 4 bin 450 çağrı gelirken bunlardan bin 116’sı vakaya dönüştü. Sonraki günlerle birlikte sel ile ilgili toplamda 17 bin 600 çağrıya yanıt verildi.
‘SELDEN KURTARDIĞI BEBEĞİ İÇİN SÜT İSTEDİ’
O gece yaşananların yansıdığı kamera görüntüleri ve vatandaşlardan gelen çağrıların kayıtları ortaya çıktı. Selin olduğu gece 112’yi arayan bir baba sudan çıkardığı 4 çocuğundan 5 aylık olan için süt isteyerek, “Abla Seyitler Mahallesi’ne acil ambulans gönderin. Evim yıkıldı. 4 tane çocuğum suyun içinde kaldı. Onları teker teker çıkarmışım. Bazıları nefes alamıyor. Bir tanesi 5 aylıktır. Süt varsa süt getirin çocuğum için 2 numara” dedi. 112 personeli ise tamam ekip yönlendiriyoruz diyerek çağrıyı sonlandırırken, bir diğer vatandaş ise, “Şu an Batman Seyitler Mahallesi’nde çok yoğun bir sel var acil itfaiye, ambulans lazım. Çocuklar suyun içinde bağırıyor” dedi.
Bir diğer çağrıda vatandaş, “Bizim evi su bastı, bahçeyi su bastı, eve taştı. Boğuldum boğulacağım. Adresi de verdim” dedi. 112 personelinin yukarı çıkma imkanınız var mı sorusuna ise, ‘Yok yok şu an bahçe dolu su. Evi su bastı basacak. Evim 2 katlı ama üste çıkamıyorum şu an. Girişi başka yerde’ diyerek cevap verdi.
‘İLK GECE 4 BİN 450 ÇAĞRIYI KARŞILADIK’
112 Acil Çağrı Merkezinde çalışan personel o gece yaşadıklarını DHA’ya anlattı. Acil Çağrı Merkezi Müdür Vekili Kübra Akın, merkezde 6 kurumun çağrılarını karşıladıklarını belirterek, “19 Kasım saat 23.40 itibariyle evleri su bastığına dair yoğun şekilde ihbar almaya başladık. Tabii ilerleyen saatlerde bu ihbarlar daha da artmaya başladı. 32 personelimiz ile birlikte burada koordine olduk. Bugüne kadar sel ile ilgili toplamda 17 bin 600 çağrıyı değerlendirdik. Bu 17 bin 600 çağrıdan bin 116 tanesi vakaya dönüştü. İlk gece de 4 bin 450 çağrıyı karşıladık. Sayın Valimiz hem sahada hem de 112 Acil Çağrı Merkezi’nde gerçekten çok büyük çabalar sarfetti. Sel felaketinin yaşandığı gece vatandaşlara daha hızlı yardım etmek adına tüm personel göreve çağrıldı. Canla başla tüm çağrılar karşılandı. Tek bir çağrı cevapsız kalmadı. En hızlı şekilde koordinasyon sağlandı. Gerek 112’de gerekse sahada vatandaşlarımızın yanında olduk” diye konuştu.
‘TELEFONLAR SUSMUYORDU’
Gelen çağrılardan birinin arkadaşına ait olmasına rağmen soğukkanlılıkla işini yapmaya devam ettiğini söyleyen 112 personeli Tekin Aytekin de “Hepimiz için zor bir akşamdı. Gelen çağrılarda vatandaşlarımızın o kaygılı halleri bizleri de üzüyordu ama biz de tüm arkadaşlarımız olarak soğukkanlılıkla gelen tüm çağrıları karşıladık ve tüm birimlerimizin daha hızlı hareket edebilmesi için bizler de özveri ile hareket etmeye çalıştık. Gelen çağrılardan biri de arkadaşıma aitti. Arkadaşımın çağrısını alırken arabasıyla birlikte sele maruz kaldığı bilgisini aldım. Hemen ilgili birimlere yönlendirdim. Onlar da hemen hareket ettiler tabii. Vatandaşlarımızın kaygısını, stresini, çekmiş olduğu acıları biz de en derinden hissediyorduk. Benim aldığım bir çağrıda olayı yaşayan bir kişinin çevresinden biri aramıştı. Burada artık vefat eden kişilerin olduğunu söylediği zaman etkilenmiştim. Hemen sağlık birimlerimize ve itfaiye birimlerimize olayı aktarıp gelen çağrıları karşılamaya devam ettik. Bizim içinde en zor tarafı buydu tabi ki. Zamanla çağrıların sayısı çok fazla artmaya başladı. Telefonlar susmuyordu. Çağrı kapatır kapatmaz diğer çağrıya geçiyorduk. Tüm arkadaşlarımız aynı şekilde ve bu uzun bir süre devam etti” diye konuştu.
‘6 ŞUBAT DEPREMİ’NE GİTTİM TEKRARDAN’
Sel gecesi 6 Şubat depreminde ailesinin yaşadığı korkuyu hatırladığını ifade eden 112 Çağrı Karşılama Personeli Damla Taku ise, “Derin üzüntü hissederek çağrılarımızı karşıladık. Bir bebek vakası gelmişti ‘sele kapılıp gidiyor’ şeklinde. Derin üzüntü hissettim. Benim ailem de olabilirdi orada. Daha önce bu acıyı derinlerde 6 Şubat depreminde de hissetmiştim. Zaten aslen Osmaniyeliyim ben. Ailemin depremde o endişeli halini hissedince sel felaketinde yaşananlardan dolayı da kalben çok üzüldüm, hissettim. 6 Şubat depremine gittim tekrardan. Burada stres yönetimi çok önemli. Üzüntü hissetmeme rağmen çok soğukkanlılıkla aldım çağrıları. Bir felakette acının ne demek olduğunu gayet iyi biliyorum” dedi.
‘GÖZYAŞLARIMIZA HAKİM OLAMADIK’
112 Acil Çağrı Merkezinde görevli hemşire Bahar Bağrıyanık da şunları söyledi:
“Biz burada ter dökerken sahadaki doktor ve hemşire arkadaşlarımız da olay yerinde ter döküyordu. Arkadaşım sahadayken balçığa saplanmış bir çocuğu kurtarmaya çalışıyordu. Olayı telefonda bana anlattığı zaman gözyaşlarımıza hakim olamadık. Çağrılar üst üste gelmeye başlayınca ve vefat eden sayılar duyunca hüzünlendik. Vatandaşımızı mağdur etmemek için soğukkanlılıkla çağrıları karşılamaya devam ettik. Arkadaşlarımız ulaşılan yaralılara müdahale etmeye, müdahale edilen yaralıları hastaneye sevk etmeye çalışıyorlardı. Mahalle mahalle sokak sokak yaralılara ulaşmaya çalıştılar.”(DHA)