Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Eğitimci Haras: Öğrenciler baharın etkisiyle ders çalışmada rehavete kapılmamalı

2023-2024 Eğitim-öğretim yılının son çeyreğine girilirken öğrencilerin baharın da etkisiyle rehavete kapılarak ders çalışmayı aksatabildiklerine dikkati çeken eğitimci-yazar Erkan Haras, hem öğrencilere hem de velilere önemli uyarılarda bulundu.

2023-2024 Eğitim-öğretim yılının son

Okulların yaz tatiline girmesine 2 aydan az bir süre kaldı. Havaların ısınmasıyla birlikte çoğu öğrencide derslere olan ilgi azalırken bu durum eğitim başarısını da olumsuz etkileyebiliyor.

Baharın gelişiyle öğrencilerin rehavete kapılmasının doğru olmadığını, derslere ilginin devam etmesi gerektiğini aktaran eğitimci-yazar Erkan Haras, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada hem öğrencilerin hem de velilerin bu süreci birlikte yürütmeleri gerektiğini ifade etti

Sınav dönemi öğrenciler için stres dönemine dönüşüyor

Haras, “Öğrencilik zor bir meslektir. Öğretmenlik her ne kadar bir meslek ise öğrencilik de bir meslektir. Ben öğrenciliğin hep bir meslek olduğunu söylerim. Nasıl başlarsak sonu da öyle gider. Öğrencilerin genellikle üniversite veya liselerde yılbaşında büyük bir aşkla başlarlar. Sınav zamanı gelince biraz heyecanlanırlar, strese girerler. Sınavlar bitince rahatlarlar, ardından bir daha sınavlar başlayınca tekrar strese girerler. Şu an stres dönemleri… Çünkü okuldaki öğrenciler son sınavlarına yaklaşıyorlar. Sınavda neler çıkacak? diye bir heyecan yaşarlar. Fakat disiplinli, programlı çalışan öğrencilerde bu heyecan ve stres olmaz.” dedi.

“Ertelerseniz ertelenirsiniz”

Ülkemizdeki öğrencilerin büyük bir kısmının plansız ve programsız çalıştığını vurgulayan Haras, “Üniversiteye hazırlananlarda da böyle bir durum var. Ben daha çok üniversiteye hazırlanan öğrenciler ile ilgileniyorum. Şu an onlarda bir stres var. Onlara da sürekli diyoruz ki, ‘bir öğrenci planlı ve programda çalışırsa, sene başında nasıl başlarsa sene sonu da öyle getirir’ diyoruz. Fakat sene başındaki aşk sene ortasında kayboluyor. Öğrenci yoruluyor, sıkılıyor ve bunalıyor. Bir iş yaparken çok sıkılıp bunalabiliriz. Ben üniversite sınavına çalışmaya başlayan öğrencilere diyorum ki, ‘eğer üniversiteye hazırlanırken saçınızı başınızı yoluyorsanız, kafanızda duvarlara vuruyorsanız doğru yoldasınız. Üniversiteyi kaçıncı sıraya koyarsanız üniversite sizi o sıraya koyar. Yani bir şeyi ertelerseniz, ertelenirsiniz. Siz bir şeyi ne kadar ertelerseniz o da size o kadar erteleyecektir. Rutininizi bozmamanız gerekiyor. Çünkü rutin rahmani bir şeydir. Rutin rahmettir.” diye konuştu.

“Çalışma planı bozulmamalı”

Her sene nisan-haziran aylarında havalar ısınınca öğrencilerde bir gevşeklik başladığını, rehavete kapıldıklarını belirten Haras, “Havaların ısınmaması öğrenciler için çok büyük bir fırsattır. Ben hep öğrencilerin defterlerine ‘gri havalara dikkat edelim’ diye yazıyorum. Gri havalarda ders çalışmak çok güzeldir. Hava senindir sizi yormaz. Fakat sıcak havalarda çalışmak zordur. İnsan anatomisinde de bu vardır. Güzel havayı görünce rehavete kapılır. Öğrenciler de ‘hava sıcak şu an tam gezme zamanı, şu anda ders çalışmak zor geliyor’ diyorlar. O yüzden bu havada onlara hatırlatacağım şey plan ve programlarını bozmamalarıdır. Bu havalarda çalışmayı ertelerseniz, ertelenirsiniz. Rutini, rahmani olanı bozarsınız şeytanla uğraşmak zorunda kalırsınız. O yüzden şeytanla uğraşmayıp sorularla uğraşmak, kitap ve derslerle uğraşmak iyidir.” şeklinde konuştu.

“Başarısızlığın altında yatan sebep de öğrencinin çalışmaması ve velinin tutumudur”

Velilerin çocuklarından beklentilerinin yüksek olduğunu, her velinin çocuğunun mutlaka bir üniversiteye yerleşmesi gerektiği gibi bir beklenti içerisinde olduğunu aktaran Haras, son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Ben velilerimizin çoğundan bu konuda şikayetçiyim. Sanki çocuk yüzde 100 bir üniversiteye yerleşmek zorundaymış gibi bir beklenti var. Bunun için de bütün yollar mübah görülüyor. Öğrenciden daha çok veli bir heyecan ve panik yaşıyor. Bu yolculukta veli öğrencinin elinden tutup beraber yürümelidir. Bu yolda çıkan engelleri, veli öğrencisi ile beraber aşmalıdır. Bizim verilerimizde bu bilinç olmadığı için öğrencilerimiz daha zorlanıyorlar. Bu konuda velilere tavsiyem öğrencilerini rahatlatmalarıdır. Yanıma her gün öğrenciler gelip anne ve babalarının ‘sen bu işi yapamayacaksın! Bu işi başaramayacaksın! Herkes şunu yapıyor sen hala buradasın’ şeklinde argo tabirler de kullandıklarını söylüyorlar. Böyle olunca öğrenciler de başarısız oluyor. Başarısızlığın altında yatan sebep de öğrencinin çalışmaması ve velinin tutumudur. Veli, öğrenciyi geriyor. Öğrenciyi çok strese sokuyor ama bunun farkında değil. Veli ile konuştuğumuzda da çocuğunun başarılı olmasını istediğini söylüyor. Öğrencinin daha güzel şeyler yapması için velinin de daha güzel şeyler yapması lazım. Annelerin çocuklarına karşı daha çok stresli ve gergin olduklarını görüyorum. Velilerin çocuklara daha iyi yaklaşması lazım.” (İLKHA)