Karaciğer yağlanmasına başta aşırı karbohidrat ve yağlı yiyeceklerin tüketimi olmak üzere alkol ile doktor onayı olmadan kullanılan antibiyotiklerin sebep olabildiğini belirten Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Eşref Araç, tedavi sürecinde özellikle diyabet hastalarının mutlaka karaciğer ultrasonu yaptırması gerektiğini ifade ederek kilo verme ve sağlıklı beslenerek karaciğer yağlanmasından kurtulabileceğini, aksi durumda siroz türleri içinde en tehlikelisi olan karaciğer sirozuna dönüşebileceğine dikkat çekti.
Doç. Dr. Eşref Araç
Halk arasında “Karaciğer Yağlanması” olarak bilinen Hepatik Steatoz’un toplumda sık görülen rahatsızlıklardan biri olduğuna vurgu yapan Araç, “Karaciğer yağlanması önemli metabolik bir problem. Bu hastalığın birçok nedeni var. Nasıl ki vücudumuzda göbek çevresinde yağlanma oluyorsa diğer organlarımızda da yağlanma oluyor. Başta vücudun tüm organlarında yer alırken en fazla rahatsızlık verebilen yerlerden biri karaciğerdir.” dedi.
Oluşan rahatsızlıkların nedenlerini bölgesel olarak ele alan Araç, “Batı’da daha çok alkole bağlı nedenlerden görülüyor. Doğu’da önemli bir kısmı alkol tüketimi değil de beslenmeden kaynaklı olduğu görülüyor. En önemli nedenlerden biri de diyabet hastalığıdır. Diyabet hastalarında karaciğer yağlanması sıkça görülen bir durum. Ondan dolayı diyabet takibini yaptığımız hastalarda ‘karaciğer yağlanması var mı?’ diye karaciğer ultrasonu istiyoruz. Her ne kadar zaman zaman hastalar tarafından ihmal edilse de tüm diyabet hastalarının mutlaka karaciğer ultrasonunu yaptırması gerekir. Yağlanmanın olup olmadığını, varsa derecesini görmemiz gerekiyor. Bu, diyabetin tedavisinin bir parçasıdır.” şeklinde konuştu.
“Gereksiz antibiyotik kullanımı, karaciğer yağlanmasına sebep oluyor”
Gereksiz yere kullanılan antibiyotiklerin karaciğer yağlanmasına sebep olduğunu söyleyen Araç, şunları söyledi:
“Mutlaka doktor bilgisi dahilinde antibiyotik kullanmalıyız. Başka bir nedeni de sık ağrı kesici kullanımı olabiliyor. Gereksiz ilaç tüketimi de karaciğerde yağlanmaya sebep oluyor. Doktor tavsiyesi olmayan ilaçları kullanmamalıyız. Birçok vücut fonksiyonumuzu bozduğu gibi karaciğer yağlanmasına da sebep oluyor.”
Kilolu insanlarda daha sık olarak karaciğer yağlanması görüldüğünü belirten Araç, vücutta yağlanma arttıkça kalp krizi riskinin de arttığını ifade ederek “Kilo aldırıcı her türlü gıda, karaciğer yağlanmasına sebep olur. Şeker hastası olan birinin tedavisinde şekerini kontrol altına alması, kilolu insanlarınsa bir an önce kilo vermeleri gerekir. Kilo verildiği zaman karaciğer yağlanması da düzelir. Göbek çevresindeki yağ oranı karaciğer yağlanmasının göstergesidir. Vücutta yağlanma devam ederse damarların içi dahi yağlanıyor. Bu damarların yağlanması; kalp krizi, beyin felci ve böbrek fonksiyonlarını bozma gibi sorunlar oluşturabiliyor.” dedi.
“Sağlıklı beslenerek, karaciğer yağlanmasından kurtulabiliriz”
Karaciğer yağlanmasıyla mücadele ederken sağlıklı beslenme kurallarına vurgu yapan Araç, bunların başında kilo verme, yağlı yiyecekleri az tüketme ve karbonhidrat tüketimini azaltmanın geldiğinin altını çizdi.
Yemeklerden sonra tüketilen meyvelerin de bu yağlanmanın artmasına sebep olabileceğini kaydeden Araç, meyve yerken aç karnına ya da bir öğün olarak yenilmesi gerektiğini belirterek karaciğer yağlanmasından kurtulmanın en önemli yönteminin sağlıklı beslenme olduğunu söyledi.
“Siroz türleri içinde en tehlikelisi Karaciğer Sirozu”
Erken teşhis edilip tedavi edilmediği durumlarda olabilecek tehlikeleri de paylaşan Araç, “Karaciğer yağlanması neden çok önemli? ‘Yağlansa ne olacak’ diye düşünebiliriz. Karaciğer yağlanması ilerleyen zamanda karaciğer sirozuna dönüşüyor. Birçok hastada yağlanmanın karaciğer sirozuna kadar ilerlediğini görüyoruz. Hasta alkol kullanmazsa bile karaciğer yağlanması siroza sebep olabiliyor. Yağlanma oranı arttıkça ileride siroza dönme oranı da artıyor.” dedi.
Araç, “Karaciğer yağlanması olan vatandaşların yaşam şeklini ve beslenme alışkanlığını değiştirmesi gerekir. Bu hastalığı basit bir hastalık olarak görmemek, mutlaka önlemini almak lazım. Diğer siroz türleri içinde en kötüsü karaciğer sirozudur. Bu hastalıkta tedaviye olumlu cevap almak kolay olmuyor. Siroz evresine gelmeden karaciğer yağlanmasına karşı önlem almalı, yaşam şekli ve beslenme alışkanlığını değiştirmeliyiz.” şeklinde konuştu. (İLKHA)