HAMAS, 17 Nisan Esirler Günü dolaysıyla yayımladığı mesajında “Özgür esirlerimiz, Aksa Tufanı savaşının merkezinde yer almaktadır. Onların fedakarlıklarını ve kararlılıklarını onurlandırmak için düşman hapishanelerinden kurtarılmaları en önemli önceliğimizdir. Haklı davalarının zaferi için küresel bir hareket çağrısında bulunuyoruz.” ifadelerine yer verdi.
“Bu yılki Filistinli esirler günü, halkımızın ve yiğit direnişçilerinin altı aydan fazla bir süredir toprağı, sabiteleri ve kutsal mekanları savunmak, Kudüs ve esirleri özgürleştirmek için birleştiği kahramanca Aksa Tufanı operasyonuna denk geldi.” denilen açıklamada “Halkımız, siyonist düşmanın hapishanelerindeki binlerce esirin çektiği acı ve ıstırabı, fedakârlıklarını, kahramanlıklarını ve siyonistlere galip gelmelerini hatırlamakta ve işgal hapishanelerinden kurtuluncaya kadar onlara olan bağlılık ve dayanışma sözünü yenilemektedir.” ifadeleri kullanıldı.
“7 Ekim’den bugüne 16 esirin kendilerine karşı işlenen korkunç suçlar nedeniyle hapishanelerde şehit edildiği” belirtilen mesajda “halen 3 bin 660 idari esir, 56 gazeteci, en az 80 kadın, 200’den fazla çocuk ve 17 Yasama Konseyi üyesi dahil olmak üzere 9 bin 500’den fazla esirin hapishanelerde tutulduğu” kaydedildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Filistin Esirler Günü’nün yıldönümünde HAMAS olarak şehit esirlerin ruhlarını selamlıyor, aralarındaki hastalara acil şifalar diliyor, siyonist düşmanın hapishanelerindeki kahraman esirlerimiz, şanlı kadın esirlerimiz için gurur ve onur dolu bir selam gönderiyor ve şunları vurguluyoruz:
Bir: Kahraman esirlerimizi siyonist düşmanın hapishanelerinden kurtarma hedefi, devam etmekte olan Aksa Tufanı savaşının merkezinde yer almıştır ve en önemli önceliğimiz olmaya devam edecektir. Hareket, onlar için Allah’ın izniyle ve güçlü bir şekilde vatan topraklarında özgürlüğü soluyacakları bir sadakat anlaşması elde etmek için hiçbir çabadan kaçınmayacaktır.
İki: Hücre hapsi, kasıtlı tıbbi ihmal, arama ve aşağılama, psikolojik ve fiziksel işkence ve en temel insan haklarının inkârı da dâhil olmak üzere işgalin esirlerimize yönelik suç ve ihlallerinin tırmanması gibi suçları, onların iradesini kırmayı başaramayacak, aynı zamanda failleri cezasız kalmayacak ve ne kadar uzun sürerse sürsün zaman aşımına uğramayacaktır.
Üç: Gazze Şeridi’nden kaçırılanlara karşı işlenen sistematik ve korkunç ihlaller ve acımasız işkence uygulamaları, Nazi işgal ordusu tarafından halkımızın sivillerine karşı işlenen sadist suçlar dizisine eklenen bir savaş suçu teşkil etmektedir.
Dört: Geçen 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da alıkonulan ve işkencenin en kötü biçimlerine ve misilleme amaçlı kötü muameleye maruz kalan binlerce kişinin yaşamlarından ve güvenliklerinden tamamen işgali sorumlu tutuyor, alıkonuldukları yerlerde maruz kaldıkları işkence, infaz ve cinayet suçlarının devam etmesi karşısında uluslararası sessizlikten üzüntü duyuyor ve onları kurtarmak ve derhal serbest bırakılmalarını sağlamak için müdahale çağrısında bulunuyoruz.
Beş: Tüm ulusal meydanlarda ve yurtdışında halkımızın kitlelerini, yaşayan güçlerini ve ulusal gruplarını, çabalarını birleştirmeye, enerjilerini seferber etmeye ve mahkumlarla dayanışma faaliyetlerini artırmaya ve onları her şekilde desteklemeye çağırıyor, Arap ve İslam ümmetimizi ve dünyanın dört bir yanındaki özgür insanları, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkumların mücadelelerine destek olmak için küresel bir hareket başlatmaya çağırıyoruz.
Altı: Dünyadaki insan hakları ve insani yardım kuruluşlarını Gazze Şeridi, Batı Şeria, Kudüs ve işgal altındaki iç bölgelerde halkımızın esirlerine karşı işlenen işgal suçlarını ifşa etmeye, siyonist düşmanın bu suçlarını durdurmak için her türlü baskıyı uygulamaya ve faillerin uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanması için çalışmaya çağırıyoruz. (İLKHA)