Dünya İnsan Hakları Gününde birçok ilde olduğu gibi Diyarbakır’da da işgal rejiminin Gazze’de uyguladığı soykırıma dikkat çekmek amacıyla etkinlik gerçekleştirildi.
Diyarbakır’daki İslami sivil toplum kuruluşlarının “Pedallerimizi Gazze’ye Çeviriyoruz” sloganıyla başlatmış olduğu bisiklet konvoyu etkinliği kapsamında toplanan Kudüs sevdalıları, Merkez Kayapınar ilçesi Mahabad Bulvarı 75 Parkında bir araya geldi.
Etkinlik, 75 Parkından hareketle Diclekent Bulvarına doğru bisikletlerle kortej halinde ilerleyerek 15 Temmuz Şehitleri Parkında okunan basın açıklaması ve yapılan duayla sona erdi.
“Ey Birleşmiş Milletler! israil terör örgütünün zulümlerini kamufle ile mi görevlisin?”
Yapılan basın açıklamasını Dicle Üniversitesi Adem Kulübü Başkanı Muhammed Türk okudu.
Bugünün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve aynı zamanda Filistin şanlı direnişinin 64’üncü günü olduğunu hatırlatan Türk, 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” kabul edilmiş ve o tarihten beri 10 Aralık günü “Dünya İnsan Hakları Günü” olarak kutlandığını belirterek şunları söyledi:
“Ey Birleşmiş Milletler! 1948 yılında beyannameyi ilan ettin. Beyannamede saydığın hangi hükmün ihlaline engel olacak bir irade ortaya koydun, hangi zulmü engelledin? Srebrenitsa’da binlerce insan senin koruman altında iken, sana bağlı askerlerin korumasına sığınmışken katledilip soy kırıma uğramadı mı? Kuruluş tarihinin, beyannameyi ilan ediş tarihinin israilin kuruluş tarihi ile aynı olması bir tesadüf mü? yoksa israil terör örgütünün zulümlerini kamufle ile mi görevlisin?”
Türk, “Ey halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticileri! Bir ismi de ‘Hak’ olan yaratıcıya iman ediyor, insanı yaratanın ‘O’ olduğunu ve yeryüzünde bulunan her şeyin insan için yaratıldığını da biliyorsunuz. Peki, neden korkuyorsunuz, sizi insan yerine bile koymayan zalimlerin önlerinize koyduğu bildirgeler ile daha ne kadar oyalanmayı düşünüyor? Neyi bekliyorsunuz? Gasp ettiğiniz ümmetin zenginlikleri içinde sürdüğünüz sefih hayatın, servetler ve paralarınızın sizi kurtaracağını sanıyorsanız Karun’un akıbetinden hiç mi ders çıkarmıyorsunuz?” dedi.
Hükümetten beklentileri de sıralayan Türk, “İsrailin yaptığı soykırım sebebiyle diplomatlarımızın geri çekildiğini ilan ederek diplomatik ilişkileri asgari seviyeye indirmenizi, israilin destekçisi devlet veya bağlantılarının kullanımında olan İncirlik ve Kürecik üslerinin derhal kapatmanızı, Türk ve israil çifte vatandaşlığına sahip olup katliam süreçlerinde asker, idareci olarak israilde soykırıma katılanların ülkemiz vatandaşlıklarının iptali hakkında çalışma başlatmanızı istiyoruz. Ticari ilişkilerde tedbirler uygulayarak Gazze’ye fiili saldırılar devam ettiği müddetçe tüm taşımacılık faaliyetlerini, güvenlik ve insani nedenlerle geçici olarak durdurmanızı talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Allah’a verdiğimiz ahdi yerine getirmek için çalışmaya devam edeceğiz”
Konuşmasını sürdüren Türk, Müslüman halklara hitaben “Ey Müslümanlar! Üzerimizde oynan oyunlara, gözümüzü perdelemeye çalışan bildirgelere, zalimlerin kulu kölesi olmuş idarecilere rağmen, Allah’a verdiğimiz ahdi yerine getirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Önce zihinlerimizi işgallerden kurtarmak, sonra bütün yeryüzünü zalimlerden temizlemek, dinin tamamen Allah’a ait olmasını sağlamak gibi yükümlülüğümüzü unutmuyoruz. Bireysel hayatımızda maddi yardımlara, fiili ve kavli dualarımıza devam ederken, devletler olarak da ilişki kesme, boykot, fiili müdahale ve olabilecek diğer tüm müeyyidelerin yapılması için idarecilerimizi göreve çağırmaya, zorlamaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
İşgal rejiminin yaptığı katliamlara atıfta bulunan Türk, ” şu ifadelerle konuşmasını sonlandırdı:
“Ey zalimler! zulmünüzle insanlığı uyandırdınız. Öldürdükçe yalnızlaşıyorsunuz. Filistin davası, insan olanların davası oldu artık. Amerika ve İngiltere gibi garkad ağaçlarınız bile kenara çekiliyor. Korku başladı sizde biiznillah. Allah ve Resulü asla kaybetmez, Allah ve Rasulünden yana olanlar da asla kaybetmez. Belki bebeklerimizi dahi öldürüp şehid edebilirsiniz ama sizin ölüleriniz cehennemde, bizim ölülerimiz cennette olacaktır. Cenneti kazanmak da en büyük zafer değil midir? Sizler ise Rabbimizin tehdidi ile ‘Pek yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz.'”
Program, Oktay Hocaoğlu’nun yaptığı dua ile sona erdi.