DEM Parti öncülüğünde Bağlar ilçesindeki Nevruz Parkı’nda gerçekleştirilen nevruz etkinliğinde terör örgütünü simgeleyen bez parçalarını taşıyan ve polise taş atanlarla birlikte gözaltı sayısı 166’ya çıktı. Eski HDP milletvekili Leyla Zana, etkinlikte, büyük kısmını Kürtçe yaptığı konuşmasında, “Sayın Öcalan’ın 1993’te ilan ettiği barış sürecinin yeniden başlamasını istiyor musunuz? Bu yolun yeniden açılması için hazır mısınız? Bir yandan CHP, bir yandan AKP, diğer yandan MHP, ‘Kürtler, yaptıklarımızdan razı ki bize destek veriyorlar’ diyorlar. Ama biz irademizi sadece kendimiz için kullanacağız. Kürtler öyle bir halk ki her şeyini, bayramını bile başka halklarla paylaşmış. Biz de diyoruz ki nevruzu kutlamak isteyen herkesin nevruzu kutlu olsun. Tüm genç kadınları ve genç erkekleri topluma emanet ediyorum. İktidarlara geçit vermeyin. Nevruz, nevruzu kutlayan herkesin olsun. Kim ki kutlamak isterse onlara kutlu ve mutlu olsun. 1993’te Sayın Öcalan ilk defa barışın yöntemlerine başvurmuştu. Barış berekettir. Barış sevgidir. Barış minnettir. Hep birlikte Serok Apo’nun ve tüm zindanların nevruzunu kutlayalım. Nevruz size kutlu olsun. Özgürlük ve barış yolunu hep birlikte açalım. 1993’te Öcalan’ın başlattığı barış ve çözüm süreci için yeniden hazır mısınız? Bu ülkeyi yönetenlere sesiniz ulaştı, hep beraber seçimden sonra barışın yolunu açacağız” dedi.
‘ANKARA’DA YİNE KİRLİ HESAPLAR YAPILIYOR’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da yaptığı konuşmasında, “Bizler, DEM Parti olarak 2013 yılında ortaya konulan ve Türkiye halklarının yararına olan, barışın, demokrasinin, özgürlüğün reçetesi olan Sayın Öcalan’ın deklarasyonunun arkasındayız. Yine bu vesileyle İmralı Cezaevi’ndeki Sayın Öcalan ve arkadaşlarının da nevruz bayramını kutluyoruz. Ankara’da yine kirli hesaplar yapılıyor. Ankara’da JİTEM, kurt ittifakıyla birlikte kirli hesaplar yapılıyor. Ankara’daki kirli hesapları yapanlara diyoruz ki; hesap saraydaysa, terazi Amed’dedir, Amed nevruzundadır. Savaş Ankara’daysa, barış Amed’dedir. Amed nevruzundadır. Yanlış hesap yapmayın, yanlış hesabın bu ülkeye, bu ülkede yaşayan ezilenlere, yoksullara, emekçilere hiçbir yararı yoktur. Size diyoruz ki; savaş yerine çözüm, çözüm adresini istiyorsanız, bir ada ötesinde, bir ada kadar yakın, İmralı Cezaevi’ndedir. İmralı Cezaevi’ndeki çözüm ve barış iradesi, aynı zamanda bu ülkede yaşayan emekçilerin, yoksulların da insanca yaşaması anlamına gelecektir. Bir JİTEM ittifakıyla karşımıza çıkmışlar. Mehmet Ağar Elazığ’da, Tansu Çiller’le İstanbul’da bu JİTEM ittifakının sözcülüğünü yapıyorlar. Mehmet Ağar’la Tansu Çiller’le poz verenler biz Kürtler’e ne diyorlar biliyor musunuz? 90’ları işaret ediyorlar. Faili meçhul cinayetleri işaret ediyorlar. Binlerce, on binlerce faili meçhul cinayetlerde kaybettiğimiz o karanlık günleri işaret ediyorlar. Diyalog ve müzakereden kaçıyorlar, çözüm iradesine tecrit uyguluyorlar, Kürt halkının seçilmiş iradelerini cezaevlerine atıyorlar, çıkıp diyorlar ki; büyük askeri operasyonlar yapacağız. Büyük askeri operasyonlar demek, can ve kan kaybıdır. Türkiye’nin önünde iki yol var; ya bunların söylediği gibi savaş ve çatışma ya da demokratik, barışçıl bir yöntem. Onun için toplumsal kesimleri bu savaş çığırtkanlığı karşısında doğru yol olan barış ve demokrasi mücadelesini büyütmeye, yürütmeye çağırıyoruz. Üçüncü olarak, en başta Meclis’te dediğiniz ‘bilinmeyen dil’, ‘Teröristan’ kavramlarından vazgeçeceksiniz. Bilinmeyen dil dediğiniz, 13 bin yıldır bu topraklar üzerinde konuştuğunuz Kürtçe’dir. Teröristan dediğiniz yer, 4 parçaya ayrılan Kürdistan’dır. Bir an önce bu siyasetinizden vazgeçin. Kürt gerçekliğini, Kürdistan gerçekliğini anlamak ve tanımak zorundasınız. Bütün Kürt partilerine, oluşumlarına, dört parçada yaşayan Kürtlerin örgütlerine çağrı yapmak istiyorum. Şimdi ulusal birlik zamanı değilse ne zaman? Şimdi ulusal birliğimizi kuramazsak, bu büyük operasyonu, Kürt karşıtı savaşı nasıl ödeyeceğiz? Bugünden tezi yok Kürtler ulusal birliğini sağlamalı, ulusal birlikleri önündeki engelleri ortadan kaldırmalıdır” diye konuştu. (DHA)