Kış kapıya dayandı ve soğuklar da kar yağışları da şiddetiyle etkisini gösterdi.Şiddetli kar yağışının ilçemizde özelliklede kırsal mahallelerde ve yüksek rakımlı alanlarda kar kalınlığı 1 metreyi buldu.Diyarbakır Valiliği ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin koordinesinde başlatılan karla mücadele ekibi ise iş makineleri ile kardan kapanan yolların açılması yönünde çalışmaları aralıksız devam ediyor.
Hani ilçe kaymakamlığı ve Hani Belediyesi ile koordineli olarak karla mücadele çalışmaları ise devam ediyor.
Yağan şiddetli kar yağışı vatandaşlarımızı ve bizleri de hazırlıksız yakaladı.
İçimizi ısıtacak bir meseleye eğilmek istiyorum: Sobalı evde yaşmak ve büyümek…
Yeni neslin tanık olmadığı sobalı yaşam biçimi 30 yaş daha üst yaş grupların olanlara oldukça tanıdık gelen bir yaşam biçimidir sobalı evlerde nefes almak.Özellikle bölgemizde ve ilçemizin birçok yerinde ise ısınmak için halen soba kullanılmaktadır.Gaz lambaları ise tarihimize ışık tutan gereçlerdendi.
Çetin geçen kış aylarında ısınma alanında başka bir seçenek yokken,Soba ile ısınmak Gaz lambaları ile derslerimize çalışmak o zamanın bölge insanı olarak vazgeçilmez bir geleneğimizdi.Sobalı evde uzun yıllar yaşayanlar doğalgazla ne zaman tanışacakları ise dört gözle beklemektedirler.
Gürül gürül yanan sobanın yerini tutamayan; sobanın üzerinde kaynayan güğümü, portakal kabuklarının soba üzerinde kavrulurken çıkardığı kokuyu ve kestanenin lezzetini veremeyen doğalgaz petekleri, sobalı evden gelenlere derin bir hasret yaşatır.
Çocukluğumuz Hani’de ve bölgede geçti.Küçüklüğümüz sobanın yanına kıvrılıp yatmakla geçti.Gündüz kar yağışında dışardan eve gelirken Soğuk hava, ellerimizi ve ağzımızı yara ederdi kış gelince. Okula giderken ellerimizin çatlayıp kanadığını hissederdik. Soğuğun şiddetini varın siz düşünün. Gün bir an önce bitse, kendimizi eve atsak da sobanın yanına kıvrılsak” diye düşünürdük.
O tatlı uyuklamaların yerini bugün maalesef hiçbir şey dolduramıyor. Evimizde her odalarda soba vardı. Biri çocuk odasına kurulurdu diğeri salona,anne ve babalarımız geceleri üşümemize razı gelmediklerinden böyle bir fedakârlık yaparlardı. Elbette o zamanlar farkında değildik bu fedakârlıkların,şimdilerde anlıyorum ancak. Muhtemelen anne-baba olunca anlıyoruz dedikleri yerde daha iyi anlayacağız.
Çocuk odasının sobası akşam 6’da yalnızca odunla yakılır, içi geçmeden de odaya gidip kimse yatamazdı. Sobadan zehirlenmelere karşı alınan önlemdi bu.İsabetli bir önlem olmuş ki,sobadan bugün güzel bir hatıra olarak bahsedebiliyoruz.
Sobalı Evde Çocuk Olmak
Hatıralarımızı deşerken zamanın tanığı olduğumuzu ve belki bu zamanın tanığı olacak son kuşak olduğumuzu düşüyorum. Yaşımız çok geçmedi lakin hayat öyle hızlı bir akışa müteakip ilerliyor,öyle tutulamaz bir gelişmenin peşinde koşuyoruz ki bu zamanlar çok çok eski zamanlardı diyoruz.
Sobalı evde büyüyen çocukların bileceği şeylere de değinelim istiyorum.
Çocukluk; insan ömrünün en müstesna dönemidir.
Sobalı evde büyüyen çocukların tarihe tanıklık eden hatıra defterleri de cevherlerle dolu.
Sonbahar geldiğinde sararan yapraklarla zaman tamam olur. Artık baharda kaldırılan borular ve soba yeniden ortaya çıkacaktır.Tüm aile fertlerinin dahil olduğu soba kurulumu gerçekleşir ve buradan üzerinize bulaşan is ve kurum ile siz kışın ilk kazananı olursunuz.
Bazı evlerde boru kullanımı oldukça abartılır ;misal odanın bir ucuna kurulan soba,diğer ucunda bulunan baca çıkısına ulaşsın diye borular tavanda dolambaç olurlar. Teller ile tavana asılırdı.Odanın atmosferi artık sobanın hakimiyetindeydi.
Kurulan sobanın ardından evde istekler değişir, biraz odun atalım, kovayı değiştirelim, içi geçmeden kömür atsak iyi olacak şeklinde…
Kurumları dökmeden, soba geçmeden o mükemmel ısı kaynağını besleriz.Evin küçüğüne kalır bu işler genelde.En azından bildiğimiz birçok ev için şartlar böyleydi.
Sobanın Tutuşurken Çıkardığı Ses
Alevler harlandığında güp güp sesi, hele bir de soba tutuşurken ışığı kapatıp tavanı izleyebiliyorsanız, oda bir anda bir hayal bahçesine dönüşüverir.
Kimi zaman da dünyaya dönmeniz için bir uyarı gönderir soba. Tam filmin en heyecanlı yerindeyken soba “Güm” diye bir şey patlatır içeride. Bir süreliğine herkes sese dikkat kesilip dünyaya dönse de filme kaldığı yerden devam etmek elzemdir.
Sobada Isınan Yemekler
Sobadan mıdır çocukluktan mıdır bilinmez; evde pişen en lezzetli yemek, soba yemeğidir. O gümbür gümbür yanan soba, evdekileri ısıtırken bir de karınlarımızı doyururdu.
Soba Üzerine Konulan Gümgüm
Sobalı evlerde, sıcak su ihtiyacını karşılamak bir diğer sorundu.Elbette çözümü vardı: Gümgüm! sobanın üzerinde tıslarken; banyo suyunun veya çay suyunun hazır olduğunu bilmek güven vericiydi.
Çamaşır Kurutmak
Sobalı evlerde büyüyen çocukların çamaşır tellerini yakından tanıdığına eminim.Üzerine yıkanmış çoraplar asılan, atletler dizilen çamaşır telleri hangimizin çocukluğunda derin izler bırakmadı ki?
Sobada Kızaran Ekmek
Hem sırtımızı ısıtan hem de karnımızı doyuran; yetmeyip hayallerimizi besleyen yine yetmeyip hep daha fazlasını sunan soba üzerinde ekmek kızartmak… Kokusu yedi mahalleyi saran o güzel ekmekler…
Fazla kalsın da yansın diye dua ederdik mesela. Yanık ekmek hep çok güzel kokardı.Bir yolunu bulup unuttururdum ekmekleri,yanık kokusu gelince fark edilirdi
Sobaya Yapışan El
Sobalı evlerde büyüyen çocuklar o acıyı yakinen tanır. Bir şekilde elinizi değdirirsiniz.Yapıştığı gibi çekersiniz sonra. Tuhaf bir yanıktı o. Hafif sızlar, sonra unutulur. Sarılıp uyumak istediğimiz kahraman soba, ültimatom verir gibi çok yaklaşınca can yakar.
Banyo Sobası
Bunu bilir misiniz bilmiyorum ancak, banyo sorunsalına üretilmiş mükemmel bir çözümdür benim nazarımda. Kazanlı banyo sobası ile kaynar su ve hamam gibi bir banyoda yıkanırdık. Eğer banyo sobası yoksa havanın çok soğuk olduğu zamanlarda leğende yıkanmak diye bir şey vardı.
Sobalı ev çocukları kırmızı geniş leğeni yakinen tanırlar.
Soba, bir kuşağın anılarında ve hayatında birçok yerde kendine ait bir köşe kapmıştır.Çok daha fazlasını da yapmıştır bizim için;
Tüm aileyi bir arada tutmuştur. Dışarısı soğuk olduğunda kızsanız da küsseniz de orada kalırsınız. Ödevlerinizi soba başında yapar, akşamları mandalina yersiniz.
Sabahları üşüyerek uyanıp annenize sarılırsınız. Bir odada uyumanın, birlikteliğin anlamını öğrenirsiniz.
Aile olmanın ne demek olduğunu her kış bastıran soğuklarla birlikte, herkesi bir araya getiren soba öğretti biraz da bize.
Soba nostaljik bir öğe olarak anılarımızda kalsa da biz hala varız ve yaşıyoruz, o halde bir şeyler yapmak lazım gelir öyle değil mi?