Nusaybin’de Şehitler Gecesi programı düzenlendi

Mardin'in Nusaybin ilçesinde Peygamber Sevdalıları Derneği tarafından Gazze şehitleri temalı  Şehitler Gecesi programı düzenlendi.

Nusaybin’de Peygamber Sevdalıları tarafından Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen programa Nusaybinliler yoğun katılım gösterdi.

Mesut Şayık Hocanın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program Özlem Ajans sanatçılarının şehadete ithafen seslendirdikleri ezgi ve ilahiler devam etti.

Sahnelenen sinevizyon gösterimi ile devam eden program, Dr. Sertaç Tekdal’ın günün anlam ve önemi ile ilgili yaptığı konuşmayla devam etti.

“Şubat ve şehadet artık özleştirilmiş iki kavramdır”

Tekdal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Her platformda her etiklikte selamların beklide en güzelini halen beklide şu dakikalarda bile Allaha şehitler sunan yüce Allah’a kurbanlar sunan Gazze’nin yiğitlerine kadınlarına çocuklarına aksanının şehitlerine selam ve hürmetlerimizi gönderiyoruz. Onların tümüne de selam olsun. Malum yine de bir Şubat ayındayız ve şehadetten bahsediyoruz. Şubat ve şehadet artık özleştirilmiş iki kavram iç içe geçmiş iki kavram. Şubat zulmü ile cinayetleriyle katliamlarıyla zihinlerde yer edinmiş olan bir ay. Ama buna karşı şehadet ise tüm bu zulümlere tüm bu vahşetlere karşı duruşun ve meydan okuyuşun adeta bir anahtarı adeta bir şifresi konumundadır. Şehadetin bu muazzam etkisi iman yürekli tüm yiğitlere en büyük aşkıdır, en büyük sevdasıdır. Şehadet, hatta peygamberlerin bile müstah olduğu arzu ve isteğidir şehadet. Şehadet nasıl bir aşk, nasıl bir sevda ise İslam düşmanlarının da yüreklerinden büyük korkudur.

Konuşmasına devam eden Tekdal, “Aslında burada bir zıtlık görünüyor gibi yani bir tarafta zahire ölüm olarak görülen şehadeti arzu edenlerine, yani ölümü arzu edeeler. Buna aşk sevda ile arzu ediyor. Ama öte yandan zahiren öldüren kazanan zafere ulaşan kişiler ise şehadetten korku içerisindedir. Zira bu şehadettir ki o zulüm saraylarını yıkan yerle bir eden bir etkiye sahiptir. Şehadet yüreklerine iman taşıyan, amaçları bu dünya yani fani ve geçici olan alem değil de ebedi ve yüce Rabbimizin rızasının, lütuflarının, cennetlerinin  olduğu, ahireti  isteyenlerin bir arzusudur. Zira imanlı yürekler, iman dolu yürekler şunu biliyorlar ki, bu dünyada sahip olan her şey yok olmaya mahkum fanidir. Bu dünyada sahip olduğunuz tüm dünyevi kazanımlar dünyalıklar sadece dünyada kalacaklar   ebedi mükafatlar rabimizin katındadır. İşte o mükafatlara ulaşmanın yolu şehadet gibi bir yol  bir sevda bir arzu ile gerçekleşmektedir. Dolayısıyla  şehadettin  bu muazzam etkisindendir ki bu gün içinde bulunduğumuz zaman diliminde yaşadığımız 7 ekim büyük Aksa Tufanı ve mücadelesinde  Gazzeli yiğitleri görebiliriz. Evlatlarını kurban vermiş şehit vermiş annelerin yürekleri çocuklarına en ufak bir sıkıntısıyla titreyen zelzele yaşayan anneler bile bu şehadetler ile o siyonist çetelere karşı  büyük intifadalar gerçekleştirebilmektedir. Çocuklarını, kardeşlerini, evlatlarını kurban veren babaların bu dik  duruşlarının arasında işte şehadetin bu muazzam etkisi vardır. Nitekim evlatlarını kurban vermiş babaların şöyle haykırdığını biz gördük, ‘Ya Rabbi, sen bizden razı olacaksan biz diğer evlatlarımızı ve hatta kendi canlarımızı da vermeye hazırız. Sen yeter ki bizden razı ol’.” şeklinde konuştu.

Program Musa Gül tarafından yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)

Exit mobile version